Lütfen Bekleyiniz...

Anksiyete Nedir? Belirtileri, Risk Faktörleri ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Son Güncelleme Tarihi: 05.04.2023
Anksiyete Nedir? Belirtileri, Risk Faktörleri ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
İçindekiler

    Anksiyete (Kaygı Bozukluğu) Nedir? 

    Hem psikologlar hem de gerekli durumlarda psikiyatrlar tarafından tedavi edilen duygu durum bozuklukları arasında en sık rastlananlardan biri de anksiyete (kaygı bozukluğu) problemleridir. Anksiyete problemi, hastanın gündelik yaşamını idame ettirecek zihinsel ve davranışsal fonksiyonlarını yitirmesine, çeşitli obsesyon ve kompulsüyonlar sebebiyle sosyal hayattan kendini izole etmesine ya da sosyal sorumlulukları yerine getirememesine sebep olabilir. İçeriğin devamında anksiyete bozukluğu türlerini de detaylı olarak inceleme şansı bulacaksınız. 

    Anksiyete Belirtileri Nelerdir?

    Anksiyete bozukluğu deneyimleyip deneyimlemediğinizden emin değilseniz, aşağıdaki belirtileri inceleyebilirsiniz. Şüpheleriniz varsa psikiyatri ya da psikoloji servisinden randevu oluşturabilirsiniz. 

    1. Sürekli bir endişe hali

    2. Endişe ve anksiyete bozukluğına bağlı olarak elde titreme, hareketlerin kesik hale gelmesi

    3. Odaklanma ve uyku problemleri

    4. Bazı durumlarda insonmia ya da kabusların sıklaşması ile birlikte gün içinde sürekli uykusuzluk deneyimi,

    5. Sindirim sistemi ile ilgili problemler,

    6. Hızlı kalp atışı,

    7. Yüksek oranlı terleme,

    8. Sürekli tetikte olma hali,

    9. Kişinin kaygının giderilmesini sağlayacak durumlardan kaçınması ve kaygıyı haklı bulması hali

    10. Kişinin kaygısından dolayı oluşan obsesyonlarını bastırabilmek için sürekli olarak gerçekleştirdiği ritüellerin oluşması (Her evden çıktığında yaklaşık 5 6 kere kapının kilitli olup olmadığını kontrol eden bir bireyi düşünün)

    Anksiyete Risk Faktörleri Nelerdir? 

    Bazı bireyler çeşitli sebeplerle anksiyete (kaygı bozukluğu) hastalığına daha yatkın olabilir. Bu sebepler tıp dünyasında risk faktörleri olarak isimlendirilmektedir. Anksiyete ya da kaygı bozukluğunda risk faktörleri aşağıdaki gibi sıralanabilir:

    1. Anksiyete bozukluğu depresyonu sıklıkla deneyimleyen bir bireyde gerçekleşmesi daha muhtemel bir sağlık problemidir. 

    2. Madde bağımlılığı gibi durumlar söz konusu maddeye erişim gibi kaygılardan oluşan ve hormonal aktiviteyi dengesizliğe sokan çok sayıda durum, anksiyete bozukluğu için risk faktörü olarak değerlendirilmektedir. 

    3. Çocukluk döneminde yaşanmış olan istismar durumları kişinin odak noktasını belirli bir nesne ya da duruma obsesif şekilde sabitlemesine neden olduğundan dolayı risk faktörü olarak kabul edilir.

    4. Çocukluk yaşantısındaki sosyal travmalar kişinin anksiyete düzeyinde fobiler geliştirmesine sebep olabilir. 

    5. Belirli bir düzeyde genetik yatkınlık da psikolog ve psikiyatrlar tarafından tartışılan bir faktördür. Bireyler anksiyete bozukluğu deneyimleme ihtimallerini arttıran risk faktörlerini öğrenmek için ailelerinde bu tür bir deneyim yaşayan kişilere bakabilirler. 

    Not: Risk faktörleri, ‘’bu faktörlere sahip olan kişiler doğrudan anksiyete bozukluğu yaşar’’ anlamına gelmez. Risk faktörleri, ‘’diğer tüm koşullar birbiri ile eşitken bu deneyimlere sahip bireylerin anksiyete geliştirme ihtimalleri daha yüksek olur’’ demektir.

    Anksiyete Türleri Nelerdir?

    Anksiyetenin deneyimlenme biçimi ya da söz konusu kaygının hangi nesne ya da durum çerçevesinde geliştirildiğine bağlı olarak farklı anksiyete türleri sınıflandırılmıştır. Psikolog ve psikiyatrlar tarafından her bir kaygı bozukluğu durumunu tedavi etmek için farklı psikoterapi yöntemleri kullanılabilir. Kimi durumlarda danışan psikoloji servisinden psikiyatri servisine yönlendirilir ve ilaçla desteklenen bir tedavi süreci devam eder.

    1. Sosyal anksiyete bozukluğu: Genellikle toplu bir alanda oturmak, topluluk önünde konuşmak, arkadaş edinmek, yeni biriyle tanışmak ya da tanınmadığı bir yerde bulunmak ile ilgili duyulan yoğun ve işlevselliği yitirtecek ölçekteki bozukluklar sosyal anksiyete bozukluğu olarak nitelendirilmektedir. 

    2. Ayrılık Anksiyetesi: Erken çocukluk dönemi yaşantılarından süre gelen ve genellikle hem modern psikolojide hem de Fredien psikolojide ebeveynle olan ilişkiler çerçevesinde ayrılık anksiyetesinin kökü aranır. Birinin kişiyi terk edeceği, insanların kişiye ihanet edeceği ile ilgili sosyal ilişkilerin tamamen önüne geçecek ya da birine ya da bir gruba sağlıksız derecede bağlanılmasına sebep olacak bu bozukluk, önüne geçilmesi gereken ciddi bir problemdir. 

    3. Spesifik fobiler: Belirli nesne ya da durumlara karşı duyulan işlev bozucu yoğun korkular fobi olarak adlandırılır. Gerçek fobi sahibi olan bir birey, söz konusu durumu düşünmek, ifade etmek, söz konusu durumun resmedildiği bir görsele bakmak konusunda bile tahammülsüzdür ve yanlış tedaviler fobinin daha da körüklenmesine sebep olabilir. 

    4. Genelleşmiş anksiyete: Kişinin kendi yaşamına, hayatın akışına, geleceğe ve şimdiye dair normal oranların üzerinde sürekli kaygı beslemesi dolayısıyla yaşamını devam ettirebilecek fonksiyonellikten uzaklaşması durumudur. 

    5. Panik atak: Ani bir şekilde gelişen ve çoğu zaman kalp krizi ile karıştırılan panik atak problemi, herhangi bir fiziksel uyaran olmadığında bile yoğun psikolojik uyaranlar dolayısıyla gerçekleşebilir. Çocuğu ile vakit geçiremediğinden dolayı yoğun suçluluk duyan bir hasta, çocuğu ile ilgili ipuçlarının bulunduğu ortamlarda bilinçdışında tetiklenen duyguya bağlı olarak panik atak geçirebilir. Bu tür durumlar, teşhis ve tedavi sürecinin profesyonel şekilde yürütülerek ipuçlarının yakalanmasını gerektirir.

    Anksiyete Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

    Özel Denizli Cerrahi hastanesinin ilgili bölümlerinde tamamen modern bir yaklaşım ile psikoterapi, bilişsel davranışçı terapi ve ilaç tedavisi uygulanmaktadır. Bu yöntemler bir arada yürütülebileceği gibi kademe kademe de psikiyatr tarafından ilerletilebilir. Süren psikoterapi seanslarının sonuç vermesi ilaç tedavisine gerek duyulmadan sürece devam edilmesini mümkün kılar. Gerekli durumlarda hastanın gündelik fonksiyon kaybını önlemek amacıyla ilaç desteği de tavsiye edilir. 

    Doktorunuzun anksiyete ve kaygı bozukluğunun fiziksel semptomlarını minimize etmek amacıyla ilaç tedavisi ile psikoterapiyi birlikte yürütmek istemesi muhtemeldir. Böyle bir durumda kafanızda olan tüm soruları doktorunuz ile paylaşmaktan ve süreci en şeffaf şekilde ilerletmekten çekinmeyin.

    Hızlı Randevu Al
    Bizimle İletişime Geçin

    İlgili İçerikler
    Ara Onlıne Randevu
    Canlı Destek
    -
    Canlı Destek