Lütfen Bekleyiniz...

Hamilelik (Gebelik) Belirtileri Nelerdir?

Son Güncelleme Tarihi: 05.04.2023
Hamilelik (Gebelik) Belirtileri Nelerdir?
İçindekiler

    Hamilelik (Gebelik) Belirtileri Nelerdir?

    Vücutta meydana gelen değişiklikler, hamilelik nedeniyle salgılanan hormonlar, rahmin genişlemesi, beslenme şekilleri gibi faktörler, haftalık ya da aylık olarak hamilelik belirtileri konusunda farklılığa sebep olmaktadır. Bu nedenle, yüzde yüz hamilelik belirtileri gibi kesin bir durum pek söz konusu değildir. Ancak hamileliğin ilk belirtileri arasında östrojen ve progesteron hormonlarının yükselişi görülmektedir. Bu hormonların vücut seviyesindeki artışıyla beraber, aynı zamanda adet semptomu da olan göğüslerde daha çok hassasiyet oluşumu ve göğüslerin genişlemesi gözlemlenir. 

    Fakat bu gibi semptomlar kesin gebelik belirtileri olarak değerlendirilmemelidir. Gebeliğin netlik kazanması açısından mutlaka gebelik testi de yapılmalıdır. Hamileliğe işaret eden belirtiler ilk haftalarda çok belirgin seviyede olmasa da, hamileliğin meydana getirdiği hormonal değişimler, vücutta hızlı bir biçimde meydana gelmeye başlamaktadır. Bazı bireylerde erken hamilelik belirtileri ve bulguları ilk hafta itibarıyla görülmeye başlanabileceği gibi bazı bireylerde ise bu semptomlar hiç görülmeyebilir. 

    Genel olarak görülebilecek hamilelik belirtileri ise şu başlıklar altında detaylı bir şekilde ele alınabilir: 

    Adet Gecikmesi

    En erken hamilelik belirtilerinden birisi adet döngüsünün gecikmesidir. Döllenme meydana gelmediği zaman vücuttaki östrojen hormonu azalmaya ve progesteron hormonu artmaya başlar. Artan hormonla beraber rahmin iç dokusu dejenere olur. Progesteronun azalması ile birlikte ise parçalanan rahmin iç dokusu kanama ile birlikte dışarı atılır. Ancak döllenme gerçekleştiyse rahim iç dokusu yenilenmez ve dolayısıyla kanama gerçekleşmez. Bu durum kişinin hamile olduğunu işaret eder.

    Fakat her adet gecikmesi kesin olarak hamilelik semptomu değildir. Hamilelik esnasında regl kanamasının olmaması nedeniyle adet gecikmesi yaşandığında, bazı bireyler bunu erken hamilelik belirtisi şeklinde yorumlayabilmektedir. Adet gecikmesi, gebeliğin bir semptomu olabileceği gibi başka kadın rahatsızlıklarına da işaret edebilir. Buna ek olarak stres ve kötü yeme alışkanlıkları da adet gecikmesine neden olabilmektedir.

    Göğüs Ağrısı ve Meme Hassasiyeti

    Erken hamilelik semptomları arasında göğüslerde gözlemlenen değişimler yer almaktadır. Hamilelikten kaynaklanan östrojen, prolaktin ve progesteron salgılanması gibi hormonal değişimler göğüslerde ağrıya sebep olabilmektedir. Göğüs ağrısı da adet semptomlarından biri olduğundan dolayı kesin bir hamilelik belirtisi olabilmesi için yalnız başına yeterli değildir. Gebelik semptomları arasında aynı zamanda meme uçlarının çevresinin genişlemesi ve renginin koyulaşması da yer alabilir. 

    Meme ucunun koyulaşması meme uçlarındaki rengi kontrol eden hücreleri ya da melanositleri etkisi altına alan gebelik hormonlarından kaynaklanır. Meme uçları hamilelik döneminde daha belirgin hale gelir ve meme uçlarında bulunan süt kanalları da hamilelik dönemi esnasında açılmaya başlamaktadır. Hamilelik semptomları olarak yorumlanan tüm bu durumlar, yumurtanın döllenme aşamasından hemen sonra olabileceği gibi hamileliğin ilerleyen zamanlarında da meydana gelebilmektedir. 

    Kanama (Akıntı)

    Bazı durumlarda akıntı da hamilelik belirtilerinden biri olarak kendini gösterebilmektedir. Gebelik döneminde meydana gelen kanamalar, hafif lekelenme biçimindedir ve hamileliğin başladığının habercisi konumundadır. Regl kanamalarından farklı olarak konumlanan bu kanamalar, hamileliğin başlangıcına işaret edebildiğinden dolayı erken hamilelik semptomları arasında yer almaktadır. Fakat bu kanamaların aynı zamanda dış gebelik semptomu olabilme ihtimali de vardır. Bundan dolayı, mutlaka bir doktor kontrolü gerekmektedir.

    Baş Dönmesi

    Hamile bireylerde görülen baş dönmesi, metabolik değişimlerden kaynaklı olabilmektedir. Bu süreç esnasında bir doktor tarafından metabolik takibin yapılması son derece önemlidir.

    Yorgunluk ve Uyuma İsteği

    Hamilelikte vücutta meydana gelen fiziksel ve duygusal değişimlerin bir diğer sonucu olarak da yorgunluk ve uyuma isteğidir. Bu tür değişimler gebeliğin ilk günlerinden doğum zamanına kadar sürebilir. Bu da birçok şikayeti beraberinde getirir. Bu şikayetlerden birisi de uyku ve yorgunluk halidir. Yapılan araştırmalara göre hamile kadınların %80’i bu süreçte uyku problemi yaşamaktadır.

    Hamileliğin ilk dönemlerinde vücutta birçok hormonal değişiklikler gelişir. Buna bağlı olarak da gün içinde uyku hali ve konsantrasyon bozukluğu görülebilir. Bu duruma, kandaki progesteronun yükselmesi neden olmaktadır. Hormonal değişikliklerin yanı sıra, hamileliğin ilerleyen dönemlerinde bebeğin büyümesi ile birlikte idrar torbasında baskı oluşur. 

    Bu durum özellikle uyku esnasında idrara çıkma isteği yaratır. Böylece anne adayının uykusu gece boyunca sık sık bölünebilir. Ayrıca karnın gitgide büyümesi bel ve sırt ağrılarını da tetikler. Bununla birlikte kilo artışı ile birlikte de yatakta rahat bir pozisyon almak zorlaşır. Bu da gece uyku kalitesini olumsuz yönde etkiler. 

    İlerleyen dönemlerde bebeğin gece boyunca hareket etmesi de kötü bir uykuya neden olur. Hamileliğin ikinci yarısının ardından mide yanması gibi şikayetler de rahatsız edici düzeyde olabilir. Ayrıca hamilelikle beraber gelişen duygusal değişimler de iyi bir uyku kalitesini engelleyici yöndedir. Özellikle hamileliğin ilk haftalarında stres ve endişe hali uykusuzluk yaratabilir. 

    Buna anne olma fikri, hamilelik ve doğum hakkında sıkça düşünme, yatma pozisyonunun bebeğe hasar verebileceği düşünceleri neden olabileceği gibi kişisel diğer sorunlar da sebep olabilir. Bu nedenle, ilk 3 aylık hamilelik semptomlarında bireylerde sürekli uyuma isteği ve yorgunluk hissi olabilmektedir. Hamileliğin 3. ayından itibaren bu belirti azalmaktadır. 

    Mide ve Sindirim Sorunları

    Mide ve sindirim sistemi sorunları, hamilelik semptomları arasında yer alabilmektedir. Hamilelik nedeniyle salgılanan progesteron hormonu, yiyeceklerin yemek borusundan geçerken daha yavaş ilerlemesine neden olmaktadır. Bu durumda da yiyeceklerin midede sindirilmesi ve midenin boşalması gecikebilmektedir.

    Cilt Problemleri

    Vücudun bazı noktalarında kahverengi lekelerin oluşması, hamilelik semptomları arasında yer alabilmektedir. Gebelik lekeleri çoğunlukla göğüs uçlarında, göbek etrafında, kasıkta ve karında görülebilmektedir. Neyin bu lekelerin oluşumuna sebep olduğu tam olarak bilinmese de gebelik dönemi esnasında salgılanan östrojen hormonuna bağlı olduğu sanılmaktadır. Gebelikte cilt renginde oluşan pigment değişimleri, gebelik maskesi olarak isimlendirilmektedir. Anne adaylarının %70 ila %90’ında bu durum gözlemlenebilmektedir. Hamilelikten kaynaklanan cilt lekeleri, güneş ışığı veya diğer ultraviyole ışınlarına maruz kalındığında daha da artış gösterebilmektedir.

    Hamilelikte sivilce ise 8. haftadan sonra hormonal değişiklikler dolayısıyla meydana gelebilmektedir. Nadir durumlarda ise ciltte var olan sivilcelerde azalma meydana gelebilmektedir. Gebeliğin son 3 ayında ise hamilelik çatlakları kendini gösterebilmektedir. Bu çatlaklar, özellikle karın, kol ve bacak bölgelerinde kendini gösterebilmektedir. Genetik etkenler hamilelikte çatlakların oluşumunu etkilemektedir ve bu çatlakları tamamen engelleyebilmenin imkânı yoktur.

    Kabızlık

    Gebelik semptomları arasında yer alan sindirim sisteminin yavaşlaması sorunu, kabızlığa sebep olabilmektedir. Bunun ana sebebi ise genişleyen rahmin, bağırsakların son noktasına kadar baskı yapmasıdır. Gebelik şüphesi olan bireyler, kabızlık problemi için doktor görüş ve önerisi almadan müshil ve benzeri kabızlık ilaçları kullanmamalıdır.

    Baş Ağrısı

    Gebelik öncesi migren sorunu yaşayan bireyler, hamilelik dönemi esnasında baş ağrısı ile karşılaşabilmektedir. Migren problemi olmayan bireyler de hamileliğin ilk 3 ayında normalden daha sık şekilde baş ağrısı sorunu yaşayabilmektedir. Hamilelikte baş ağrısı, çoğunlukla gerilim tipi baş ağrısıdır ve hormonal değişiklikler, kaygı ve stres kaynaklı olarak meydana gelmektedirler. Bu baş ağrıları, hamileliğin 3. ayından itibaren hafifleyebilmektedir.

    Ancak hamileliğin ilk 3 ayında meydana gelen bu baş ağrıları için ağrı kesiciler çoğunlukla tavsiye edilmemektedir. Hamilelikte ilaç kullanımı, fetal gelişim açısından risk barındırmaktadır. Eğer hamilelik dönemi esnasında tanısı konulamayan baş ağrıları, yüksek tansiyon, el ve ayaklarda ödem gibi sorunlar yaşanıyorsa zaman kaybetmeden bir doktora başvurulmalıdır. 

    Mide Bulantısı

    Hamileliğin ilk belirtilerinden biri olarak birçok kişi televizyondan veya filmlerden mide bulantısı ve kusma durumunu görmüştür. Gerçekten de kusma, hamilelik belirtileri arasında en sık görülendir. Bu da çoğu kişiye aniden gelen mide bulantısının hamilelik ile ilgili olduğunu düşündürür. Bu da birden mide bulantısı yaşayan kadınların aklına aynı şüpheyi getirir. 

    Ancak mide bulantısı bu kadar tipik değildir. Her kadın erken gebelik sürecinde farklı derecelerde mide bulantısı hissederler. Bazı kadınlarda bulantı şiddetli ve can sıkıcı bir şekilde gelişirken kimi kadınlarda ise mide bulantısı fazla hissedilmez. 

    Hamilelik semptomları arasında en sık görüleni olsa da, her mide bulantısı hamilelik semptomu olmayabilir. Zira mide bulantısına pek çok durum neden olabilmektedir. Aşağıdaki durumlar da hamilelik belirtisine benzer olarak mide bulantısına neden olabilmektedir;

    • Stres, 
    • Vertigo, 
    • Hepatit, 
    • Pankreas rahatsızlıkları, 
    • Gergin mide, 
    • Mide fıtığı, 
    • Gergin bağırsak, 
    • Reflü, 
    • Mide tahrişi, 
    • Bağırsak zarının tahrişi,
    • Böbrek hastalığı, 
    • Safra kesesi hastalığı,
    • Virüs kökenli kabız, 
    • Regl vb. durumlar.

    İlk hamilelik dönemi esnasında birçok kadının ortak şikâyeti mide bulantısı olarak bilinmektedir ve mide bulantısı fizyolojik sebeplere bağlı bir biçimde gelişmektedir. Bu dönemde artan östrojen ve Beta HCG hormonları bulantıya sebep olmaktadır ve bu mide bulantısı zaman zaman kusmaya sebep olmaktadır. Ayrıca karbonhidrat metabolizmasında meydana gelen değişimler ve vücutta B6 vitamininin eksikliği mide bulantısını tetikleyebilmektedir.

    Bulantı ve kusma, bireyden bireye farklılık gösterebilir. Ayrıca kusma ve mide bulantısı, her kadında aynı dönemde meydana gelmez. Kusma, hamilelik döneminin erken veya orta aşamalarında da görülebilmektedir ve ilk 3 ay boyunca belirtiyi gösteren anne adaylarını epey zorlayabilmektedir. Öyle ki, bazı kadınlar hamilelik döneminde iş hayatına ara vermek durumunda kalabilir. 

    Sabah hastalığı ismiyle bilinen bu rahatsızlığa bazen de baş dönmesi eşlik edebilmektedir. Sabah mide bulantıları, vücutta su kaybına sebep olabileceğinden dolayı bu dönemde beslenmeye ayrıca özen gösterilmesi gerekmektedir. Bu gibi durumlar kişinin günlük hayatına devam etmesini engelleyebileceğinden, anne adayları bu dönemde sağlıklarına daha fazla dikkat etmelidirler. Özellikle mide bulantısını tetikleyebilecek aşırı yağlı ve tuzlu gıdaların tüketiminden kaçınılmalıdır. 

    Koku Hassasiyeti

    Gebelik dönemi esnasında meydana gelen koku hassasiyeti de bulantıyı tetikleyebilmektedir. Özellikle sigara, parfüm, ağır yemek ve ter kokuları, öğürme refleksini tetikleyerek mide bulantısına ve kusmaya sebebiyet verebilmektedir. Gebelikte yaşanan bu koku hassasiyetine östrojen hormonunun sebep olduğu tespit edilmiştir.

    Sık İdrara Çıkma

    Sıkça idrara çıkmak, ilerleyen hamilelik zamanlarında en sık rastlanan bulgular arasında yer almaktadır. Hamilelik semptomu olan sık idrara çıkma durumu, 4. aydan itibaren azalmaya başlasa dahi, hamileliğin son aşamalarına doğru bebeğin kafasının mesaneye baskı yapması sonucu yeniden kendini gösterebilmektedir. 

    Sık sık idrara çıkma sorununa yanma ve batma gibi rahatsızlıklar da eşlik ediyorsa, idrar yolunun enfeksiyon kapmış olabileceği göz önüne alınmalıdır. Sağlıklı bir gebelik geçirebilmek amacıyla bu duruma öncelikle doktor tarafından tanı konulmalı, sonrasında ise tedavi uygulanmalıdır.

    Kasık Ağrıları

    4. ve 5. hafta hamilelik semptomları arasında kasık ağrıları yer alabilmektedir. Embriyonun rahmin iç duvarına yerleşmesi bu duruma sebep olabilmektedir. Hamilelikte görülen kasık ağrıları beklenen bir durumdur ve bu ağrılar, hamilelerin yürümesini veya hareket etmesini engelleyecek şiddette değildir. Ancak kasık ağrılarına ek olarak vajinal kanamanın da görülmesi riskli bir durum meydana getirmektedir. Bu durumda mutlaka doktor kontrolü gerekmektedir. 

    Bu sıraladığımız belirtilerin aksine, daha nadir görülen diğer hamilelik belirtileri ve bulgularını ise şu şekilde sıralayabiliriz: 

    Huysuzluk

    Hamileliğin erken aşamalarında gözlemlenen vücuttaki hormonal değişiklikler, bireyi alışılmadık seviyede duygusal ve ağlamaklı hale getirebilmektedir. Ancak bu sinirlilik ya da huysuzluk halleri, hamileliğin ilk dönemlerinde son derece doğaldır. Zira bireyde bu ruh hali değişimlerine neden olan faktör hormon seviyelerindeki değişimlerdir.

    Şişkinlik

    Her ne kadar nadir görülseler de hazımsızlık ve şişkinlik gibi rahatsızlıklar, hamilelik semptomları arasında yer almaktadır. Hamileliğin erken aşamalarında vücutta meydana gelen hormonal değişiklikler, adet döneminin başlarında hissedildiği gibi şişkinliğe neden olabilmektedir. Hamilelik şüphesi olan bireyler, hazımsızlık ve şişkinlik rahatsızlıkları için ilaç kullanmadan önce mutlaka doktora danışmalıdır.

    Burun Tıkanıklığı

    Artan hormon düzeyleri ve kan üretimi, burundaki mukoza zarlarının kolay bir biçimde şişmesine, kurumasına ya da kanamasına sebep olabilir. Bu durum da burun tıkanıklığı ya da burun akıntısına sebep olabilmektedir.

    Ağızda Oluşan Metalik Tat 

    Birçok kadın, hamileliğin erken aşamalarında ağızlarında ortaya çıkan metalik bir tat aldıklarını belirtmektedir. Bu durum söz konusu olduğunda, ağızda bir sürü bozuk para varmış gibi bir tat oluştuğuna dair görüşler mevcuttur. Bu ilginç durum, belirli yiyecek ve besinler tüketildiğinde ya da gün içerisinde rastgele bir zaman diliminde meydana gelebilmektedir.

    Diş Eti Kanaması

    Hamilelik esnasında vücutta meydana gelen hormonal değişimler diş etlerini plaklara karşı daha savunmasız bir hale getirip, iltihaplanma ya da kanamaya sebebiyet verebilmektedir. Hormon düzeylerindeki artış sebebiyle, diş etlerinin fırçalandığında ya da diş ipi kullanıldığında iltihaplanma ve kanama ihtimali daha da artar.

    Vajinit

    Vajinit, vajinanın iltihaplanmasına verilen isimdir. Normal zamana göre hamilelikte daha sık görülmektedir. Vajinal pamukçuk, bakteriyel vajinoz, klamidya ve trikomoniyaz vajinitin bazı sebepleri arasında yer almaktadır. Tanı ve tedavisi için vakit kaybetmeden bir doktora görünmek zaruridir. 

    Karpal Tünel Sendromu

    Ellerde karıncalanma ve uyuşma sorunu olarak da bilinen karpal tünel sendromu, hamilelik sırasında kadınların %60’ında görülmektedir. Bu soruna gebelikte meydana gelen doku sıvılarındaki artış ve median sinirinin sıkışması sebep olmaktadır. Karpal tünel sendromu, hafif ve aralıklı ya da ağrılı ve şiddetli biçimde hissedilebilir. Bu durum, başparmağın geçici felcine ya da his kaybına sebep olabilmektedir. Söz konusu semptomlar çoğunlukla doğumdan hemen sonra kendiliğinden ortadan kaybolmaktadır. 

    Aşerme

    Hamileliğin en çok bilinen belirtilerinden birisi de aşermedir. Ancak aşerme her anne adayında görülmeyebilir. Bu durumda hormonal düzeyde meydana gelen değişimler neden olmaktadır. Bu da kadınların bazı yiyeceklere olan ilgisini arttırır. Bu durum sıklıkla gebeliğin ilk dönemlerinde görülür. İlk 3 aydan itibaren aşerme genellikle görülmez.

    Vücut Sıcaklığında Artış

    Gebelikte HCG, progesteron ve östrojen gibi hormonların yükselmesi ile birlikte vücut ısısında artış görülebilir. Bu durum gebeliğin işaretlerinden biridir. Bu dönemde anne adayının vücut ısısı normal insanlardan biraz daha farklı olabilir. Bu sıcaklık bazen 37 derecenin üstündedir. Ancak bu endişe edilmesi gereken bir durum değildir. Yine de vücut sıcaklığının artması ile birlikte temkinli olmakta fayda vardır. Bu dönemde anne adayının çok kalabalık ortamlara girmemesi muhtemel hastalık kapma riskini düşürecektir.

    En Erken Gebelik Belirtileri Nelerdir?

    Hamilelik en başta anlaşılması güç bir durumdur. Zira ilk belirtiler birçok sağlık sorunu ile benzerlik taşır. Ancak birtakım belirtiler erken hamilelik sürecini işaret etmeleri ile ön plana çıkar. Çeşitli olan bu belirtiler, sıklıkla adet (menstrüasyon) dönemi henüz bitmeden önce meydana gelirler. Aşağıda sıralanan belirtiler en erken hamilelik belirtileri olarak verilebilir:

    • Mide bulantısı ve kusma
    • Sık sık yorgun ve bitkin hissetme
    • Normalden fazla idrara çıkma ihtiyacı ve isteği
    • Yemek yemek için aşırı istek ve olağandışı yiyecekleri yemeye yönelme isteği
    • Göğüslerde hassaslaşma
    • Meme uçlarının kahverengiye dönük daha koyu bir renk alması
    • Koku ve tat alma duyusunda yaşanan değişimler
    • Karın krampları, kanama ve akıntı
    • Saç ve tırnaklarda uzama hızının artış göstermesi
    • Ciltte meydana gelen birtakım farklılıklar
    • Unutkanlık
    • Ruh hali farklılıkları
    • Şişkinlik hissi veya kabızlık
    • Kalitesiz ve kötü uyku

    3 Günlük Hamilelik Belirtileri Nelerdir?

    Genellikle cinsel ilişkiden sonraki 3 gün içerisinde hamilelik gerçekleşir. Ancak 3 günlük hamilelik belirtileri herkeste görülmeyebilir. Bu durum kişiden kişiye değiştiği için şüpheli durumlarda hamilelik testi yaptırmak kesin çözümdür. Ancak eczanelerden temin edilen testler bazı durumlarda kesin sonuç vermeyebilir. Bu gibi durumlarda en yakın hastaneden ya da sağlık ocağından kan testi talep etmek daha sağlıklı sonuçlar alınmasına yardımcı olur.

    3 günlük hamilelik belirtileri aşağıdaki gibidir:

    • Vajinadan gelen akıntılarda artış ve değişim
    • Lekelenme şeklinde kanama
    • Midede hassaslaşma
    • İdrara daha sık çıkma
    • Duygu durumunda gelişen ani değişiklikler
    • Kasık bölgesinde aniden meydana gelen kramplar
    • Göğüs bölgesinde hassaslaşma

    Hamilelik (Gebelik) Belirtileri Ne Zaman Başlar?

    Çoğu anne adayında hamilelik belirtilerinin başlaması, yaklaşık 6-7 haftalık bir sürede olur.  

    En Erken Gebelik Belirtileri Ne Zaman Başlar?

    Erken hamilelik belirtilerinin baş göstermesi için en erken süre 4-5 hafta civarıdır. Diğer bir ifadeyle, ancak adet gecikmesi yaşandıktan sonra gebelik belirtileri baş gösterir.   

    Hamilelik Nasıl Anlaşılır? 

    Hamilelik çeşitli belirtilerle kendini göstermeye başlamasına rağmen, kesin sonuca gebelik (ovulasyon) testi yaptırdıktan sonra ulaşılabilir. Hamilelik testi ya da hamilelik kan testi ile gebeliğin oluşup oluşmadığı evde bile yapılarak öğrenilebilir. Evde yapılan gebelik testleri çoğunlukla güvenilir sonuçlar vermektedir. Bu testler küçük bir test şeridine idrar yapmayı ve ardından sonuç penceresinde bir sembolün görünmesini şeklinde gerçekleşmektedir. 

    Yüzde Yüz Hamilelik Anlaşılabilir mi?

    Hamileliğin herkesin aklına gelen birçok erken belirtileri bulunmaktadır. Bu nedenle gebe olduğuna dair en ufak bir şüphesi bulunan kadınlar, mutlaka bir sağlık kuruluşunda gidip test olmalıdırlar. Özellikle regl döngüsünün gecikmesi yüzde yüz hamilelik nedenleri arasında gösterilir. Ancak bu döngü bazı kadınlarda düzensiz olarak gerçekleştiğinden bu kesin bir belirti değildir. Sabah bulantıları ve bunu takip eden kusma da yüzde yüz hamilelik belirtisi olarak kabul edilir. Kasık bölgesinde meydana gelen sancıların devam etmesi ve sırt ağrıları yaşanması da hamileliğin işaretidir. Bunlara ek olarak baş dönmesi ve kokulara karşı duyarlı hale gelmek de yüzde yüz hamilelik belirtileri arasında sayılabilir. 

    Bu şekilde kabul edilseler bile ilgili hiçbir belirti herkeste kesin olarak görülmeyebilir. Nitekim hamilelik sürecinin hiçbir ayında ilgili hiçbir şikayetleri olmayan birçok anne adayı bulunmaktadır. Doğum sürecine kadar hiçbir belirti yaşamayan kadınların varlığından da yola çıkarak yüzde yüz bir hamilelik belirtisi olmadığı söylenebilir. Özellikle hamilelik sürecinde bol bol su tüketen, dengeli beslenen ve egzersiz yapan kadınlarda çoğu şikayet ve belirti görülmemektedir. Bütün bunlara dikkat etmek sorunsuz bir hamilelik süreci için birebirdir. 

    Evde yapılan hiçbir idrar testi de kesin sonuç olmak için yeterli değildir. Bu testler kısa sürede bir fikir verse de hiçbiri yüzde yüz olarak hamileliği garanti etmez. Bu nedenle kesin sonuç almak için bir kadın doğum uzmanına başvurmak en iyi yoldur. Yapılacak olan kan tahlillerinde beta HCG hormonuna bakılarak kesin sonuç alınabilir. Esas olarak bu değerin belli bir aralıkta olması yüzde yüz hamilelik anlamına gelir. Son olarak yapılan ultrason incelemesinde de bebeğin görülmesi yüzde yüz hamilelik anlamına gelir.

    Erken Gebelik Belirtisi Olarak Akıntı Nasıl Olur?

    Erken gebelik akıntısı, beyaz ve süte benzer kıvamlı bir sıvı olarak kendini gösterebilir. Ayrıca bu akıntı, regl kanamasıyla benzerlik göstermez. Diğer yandan az miktarda gelen kanamalar da erken gebelik belirtilerinden biri olarak gösterilebilir.  

    Hamilelik (Gebelik) Testi Ne Zaman Yapılır?

    Gebelik testleri, idrar testi ve kan ile yapılan testler olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Evde hamilelik testi yapmak isteyen bireyler, adet düzenini dikkate alarak idrar testi yapabilir. İdrar testinden net bir sonuç elde etmek için 1-2 hafta arayla testi tekrarlamak daha sağlıklı olmaktadır. Ancak daha hızlı ve kesin sonuç almak için hastanelerde kan testi yaptırılması gerekmektedir. 

    Gebelik Hesaplaması Nasıl Yapılır?

    Bebeğin gelişiminin takibi haftalara göre yapılmalıdır. Bunun içinse hamileliğin kaçıncı haftasına gelindiğinin bilinmesi büyük önem arz eder. Gebelik hesaplama yapmak için öncelikle son adet kanamasının zamanı bilinmelidir. Bu tarih SAT (son adet dönemi) olarak da bilinmektedir. Buna göre hamileliğin kaçıncı haftasında olduğunuzu öğrenebilirsiniz. 

    Gebelik süreci yaklaşık 40 hafta sürer. Son adet döneminin ilk gününden itibaren 40 hafta ya da 280 gün sayarak, doğum tarihini tahmin etmeniz mümkündür. Hamilelik hesaplama işleminin bir başka yolu ise son adet döneminin ilk gününden üç ay çıkarıp yedi günlük bir süre eklemektir. Bütün bu hesaplamanın doğru bir şekilde yapılabilmesi için ise anne adayının regl döngüsünün düzenli olması gerekmektedir. Adet düzensizliği bu bakımdan gebelik hesaplamasının kesin bir sonuç vermesini engelleyebilir.

    Hamileler Gün İçinde Kaç Saat Uyumalıdır?

    Hamilelik süreci boyunca anne adayları sıklıkla uyku sorunları yaşayabilirler. Bu nedenle iyi bir uyku kalitesi için uyku saatlerine dikkat etmek gereklidir. Uykunun kalitesi kadar uyku süresi de önem arz eder. Gebelik süresince vücut birçok fiziksel ve psikolojik değişim geçirdiğinden ötürü anne adaylarının dinlenmeye ihtiyacı vardır. 

    Bu nedenle günde en az 8-9 saat uyumak önemlidir. Gece boyunca uyku bölünüyor ise gün içerisinde uyku açığını kapatmak için mutlaka ekstra şekerleme yapılmalıdır. Bu şekerlemeler 30-60 dakika arasında olabilir. Gün içerisinde birkaç saatten fazla uyumamaya dikkat edilmelidir. Zira gece, uyumak için en verimli zamandır.

    Hamilelikte Hangi Pozisyonda Yatmak Gerekir?

    Anne adayı oturmak ya da uzanmak için en rahat pozisyonu belirlemelidir. Ancak en uygun pozisyon yana doğru yatmaktır. Özellikle sol tarafa doğru uzanmak bebeğe giden kan miktarını artıracağı için önerilen bir pozisyondur. Ek olarak yana doğrularak karın altı desteklenebilir. Bacak altına yastık koymak da rahatlatıcı etki gösterir. Bunların dışında hamilelik dönemi için özel üretilmiş yastıklar da kullanılabilir. Yatak seçiminde ise mutlaka sert olmayan ve vücut şeklini alan ortopedik yataklar tercih edilmelidir. Yatağın sert olması bel ve sırt ağrılarını tetikleyebilir.

    Hamilelik Döneminde Uyku Sorunları İçin Neler Yapılabilir?

    Uyku sorununu hafifletmek için vücudun gevşemesi ve rahatlaması gereklidir. Buna, yatağa girmeden önce ılık bir duş almak yardımcı olur. Ayrıca gece yatağa girmeden en az 2 saat önce sıvı tüketilmemesi de gece idrara kalkma sorununu çözecektir. 

    Özellikle çay ve kahve gibi idrar söktürücü özelliği olan içecekler uykudan önce tüketilmemelidir. Bununla beraber akşam yemekleri hafif tutulmalı ve ağır yiyecekleri tüketmekten kaçınılmalıdır. Sebze yemekleri gibi hazmı kolay olan yiyecekler tercih edilebilir. 

    Endorfin hormonunun salgılanması açısından egzersiz yapmak da iyi bir seçenektir. Bu vücutta rahatlık hissi sağlar. Ancak yapılan hiçbir egzersiz yorucu ve ağır olmamalıdır. Karnın üstüne baskı uygulamayacak şekilde basit nefes egzersizleri yapılabilir. Esneme ve gerilme egzersizleri ise anne adayını zorlayacak şekilde olmamalıdır. 

    Hızlı Randevu Al
    Bizimle İletişime Geçin

    İlgili İçerikler
    Ara Onlıne Randevu
    Canlı Destek
    -
    Canlı Destek