Lütfen Bekleyiniz...

Kalp Ritim Bozukluğu (Aritmi) Nedir? Belirtileri, Nedenleri, Tedavi Yöntemleri

Son Güncelleme Tarihi: 05.04.2023
Kalp Ritim Bozukluğu (Aritmi) Nedir? Belirtileri, Nedenleri, Tedavi Yöntemleri
İçindekiler

    Kalp Ritim Bozukluğu (Aritmi) Nedir?

    Dakikada 60-100 arasında düzenli bir şekilde çalışan kalp, bu ahengin bozulması sonucu ritim bozukluğu (aritmi) yaşar. Aritmi olarak da bilinen Kalp Ritim Bozukluğu, kalp atımlarının düzensiz hale gelmesinden kaynaklanır. Bu ritim bozukluğu meydana gelirken kalp çok hızlı (taşikardi), çok yavaş (bradikardi) veya düzensiz bir şekilde atabilir. Aritmilerin çoğu zararsız olsa da, bazıları hayati tehlikeye sebep olacak kadar ciddi olabilir. Örneğin, ritim bozukluğu sırasında kalp vücuda yeterince kan gönderemez ve bu durum kişide nefes darlığı, bayılma, baygınlık hatta ani ölüme sebep olabilir. 


    Kalp Ritim Bozukluğunun Nedenleri

    Genellikle kalp hastası olan kişilerde görülen aritmiler, kalbinde hiçbir sağlık sorunu barındırmayan kişilerde de görülebilir. Bu nedenle, hastalarda evvela ritim bozukluğunun nasıl olduğu ve bu ritim bozukluğuna yol açan herhangi bir kalp hastalığının olup olmadığı göz önünde bulundurularak tetkikler yapılmaktadır. Zira aritmiler, kalp haricinde diğer sistemik hastalıklardan(anemi, tiroid bezinin fazla veya az çalışması, bazı hormonal hastalıklar vb.) kaynaklı olarak da baş gösterebilir. Bunun dışında, kalp ritim bozukluklarının doğuştan gelen bir zemini de olabilir ancak yine de bu ritim bozukluklarının ortaya çıkışı 20’li, 30’lu hatta daha ileri yaşları bulabilir. Sonradan oluşan kalp ritim bozuklukları ise genellikle kalp yetmezliği ve kalp krizi gibi yapısal kalp hastalıkları zemininde gelişir. 


    Aritmi Tipleri Nelerdir?

    Taşikardi 

    En yaygın ritim bozukluklarından biri olan taşikardi, kalp atışının dakikada 100’ü aşması olayına denir. En belirgin özelliklerinden biri çarpıntı olup kalbin çok hızlı çalıştığı durumlarda tansiyon düşmesi, bayılma veya nefes darlığı yaşanabilir. Taşikardi hastalarının çarpıntısı genellikle kısa süreli olsa da, çarpıntıdan muzdarip hastalara MR veya EKG gibi yöntemlerin uygulanır.  

    Ventriküler Taşikardi

    Ventrikülleri, kanın vücudun tamamında dolaşmasına olanak sağlayan ana pompalar olarak tanımlayabiliriz. Ventriküler taşikardi ise kalbin içinde yer alan ventrikül odacıklarındaki nabzın hızlı atmasına verilen isimdir. Sağlıklı bir yetişkinin kalbi dakikada 60 ila 100 arasında atar. Ancak ventriküler taşikardi söz konusu olduğunda, kalp atım hızı dakikada 200 ila 250 atıma çıkabilmektedir. Kalbin bu denli hızlı atması sonucu ventriküllere yeterince kan dolmaz ve buna bağlı olarak ciddi sağlık sorunları ortaya çıkabilir. 

    Supraventriküler Taşikardi

    Supraventriküler taşikardi, çocukluk döneminde en sık rastlanan taşikardi türlerinden biridir. Özellikle bebeklik döneminde huzursuzluk, halsizlik ve anne sütü emmeme gibi durumlarla kendini gösterebilir. Çocuklarda ise göğüs ağrısı ve çarpıntı en yaygın şikâyetler arasında yer alırken, nadiren de olsa bayılma gibi durumlar yaşanmaktadır. Supraventriküler taşikardi görülen çocuklarda kalp atım hızı normal seviyede olup çarpıntı gibi anomaliler nadiren görülür. Bir çocukta supraventriküler taşikardi tespit edilmesi durumunda vakit kaybetmeden ilaç tedavisi uygulanmalıdır.  

    Sinüs Taşikardisi

    Diğer bir taşikardi türü olan sinüs taşikardisi; fiziksel aktivite, travma, stres ya da buna benzer olaylar sonucunda kalp ritminin bozulmadan 100 ve üzerinde atması olayıdır. Fiziksel aktivitelere bağlı olarak baş gösteren sinüs taşikardisi her ne kadar normal görülse de, muhakkak bir doktora başvurulması şarttır. 


    Kalp Ritim Bozukluğu Belirtileri Nelerdir? 

    Kalp ritim bozukluğu yaşayan hastaların bir kısmı herhangi bir rahatsızlık yaşadığının farkında değildir. Bu gibi durumlarda genellikle rutin bir muayene veya başka bir amaçla çekilen elektrokardiyografi sayesinde aritmi tespit edilir. Kalp ritim bozukluğunun hastalarda şikâyete sebep olan en belirgin belirtilerini ise şu şekilde sıralayabiliriz:

    1. Çarpıntı

    2. Kalp atışlarında düzensizlik

    3. Göğüste meydana gelen kuş çırpınıyormuş hissi

    4. Boşluk hissi

    5. Nefes darlığı

    6. Baş dönmesi

    Kalp hızında yavaşlamaya neden olan ritim bozuklukları; baş dönmesi, bayılma, baş dönmesi veya nefes darlığı ile kendini gösterebilir. Bilhassa aktif olduğunuz bir anda kalp ritminde meydana gelen duraklama, 3 saniye ve üzerinde olduğu takdirde baş dönmesi ve bayılma gibi durumlar yaşanmaktadır. 

    Keza kalp kızının aşırı derecede yükseldiği durumlarda da bayılma ve baş dönmesi gibi durumlar baş gösterebilir. Özellikle de çarpıntı hissine eşlik eden baş dönmesi veya göğüs ağrısı gibi şikâyetler, durumun vahametini işaret etmektedir. 


    Kalp Çarpıntısı Neden Olur?

    Çarpıntı, kalp atımlarının derinden hissedilmesi ve bu durumun kişide rahatsızlığa yol açmasıdır. Yüksek kan basıncı, endişe, stres, korku, aşırı alkol ya da kafein alımı sonucunda ortaya çıkabilecek kalp çarpıntısı, kalp ritim bozukluğunun bir belirtisi olarak da baş gösterebilir. Kalp hızının birden yükselmesi, güçlü kalp atımları ve arada ortaya çıkan tekleme şeklinde kalp atımları, çarpıntı olarak karşımıza çıkar. Çarpıntının sebebi, kişilere bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Örnek vermek gerekirse, güçlü kalp atımlarını çarpıntı olarak hisseden birinde nabız normal ve düzenli seyreder. Ancak bu durum kişide şikâyete neden olabilir. Bu durum, özellikle de tansiyon hastaları ve anksiyete bozukluğu yaşayan kişilerde ortaya çıkar. 

    Çarpıntı şikâyetlerinin tek göstergesi kalp hastalığı değildir. Örneğin; yüksek kan basıncı, aşırı stres, endişe, korku, kaygı, aşırı kafein veya alkol alımı da çarpıntıya neden olabilir. Bunun dışında anemi(kansızlık), gebelik ve tiroid bezinin fazla çalışmasına bağlı olarak gelişen sıkıntılar da çarpıntıya sebep olabilir. Kalp hastalığına ilişkin olmayan çarpıntılarda, çarpıntının altında yatan sıkıntının çözülmesi gerekir. Bu sıkıntı kansızlık da olabilir, tiroid hastalığı da. Buradaki çözüm de hastalığa ve sıkıntıya bağlı olarak değişir. Örneğin, anksiyete ve endişe bozukluklarına bağlı olarak gelişen çarpıntıları gidermek için beta blokör adı verilen ilaçlarla söz konusu çarpıntı yatıştırılmaya çalışılır. Ancak yine de sık sık yaşanan ve yaşam kalitesini düşüren bir çarpıntı söz konusu olduğunda, mutlaka uzman bir hekimin durumu değerlendirmesi gerekmektedir. Zira buradaki esas amaç, ciddi bir sıkıntı durumunda erken teşhis koymak ve akabinde erken tedaviye başlamaktır.


    Normal Nabız Kaç Olmalıdır?

    Normal nabız değerleri kişiden kişiye değişiklik gösterse de, genel olarak yetişkin bir insanın normal kabul edilen nabız atışı 60 ila 100 aralığındadır. Düşük nabız kişilerin daha sağlıklı olduğuna işaret etse de, bu durum nabız 50’nin altına düşmediği sürece geçerlidir.  

    Kadınlarda Normal Nabız

    Kadınlarda normal olarak kabul edilen kalp hızı ortalaması dakikada 70 ila 90 aralığındadır.

    Erkeklerde Normal Nabız

    Normal nabız olarak kabul edilen 60 ila 100 aralığı, erkekler için biraz farklılık göstermektedir. Ortalama nabız hızının erkeklerdeki ideal seviyesi dakikada 70 ila 75 aralığında gözlemlenmektedir. 

    Bebek ve Çocuklarda Nabız 

    Kalp atış hızı bebek ve çocuklarda, yetişkinlere nazaran farklılık göstermektedir. Nabız atım hızı bebeklerde ortalama 100 ila 125 aralığındayken, çocuklarda ise 80 ila 100 aralığı normal kabul edilen nabız düzeyidir. 

    Spor Sonrası Nabız

    Spor yapan kişilerde, özellikle de dinlenme esnasında nabız seviyesinin 50 veya biraz daha altında olduğu gözlemlenebilir. Bu durum gayet normal olmakla birlikte dinlenme esnasında nabız seviyesi ne kadar düşükse, durum da o kadar iyi olarak kabul edilmektedir. Spor yapıldığı esnada ise nabız hızı en fazla 125 olmalıdır. Bu sayının 125 ve üstüne çıkması, hayati tehlikeye davetiye çıkarabilir. Bu nedenle, spor yaptığınız zamanlar ve sonraları ortalama nabız hızınızı ölçmeniz ve herhangi bir anormallik durumunda vakit kaybetmeden bir doktora başvurmanız büyük önem arz eder. 


    Kalp Ritim Bozukluğuna Ne İyi Gelir? 

    Stres, sigara, alkol, kafein ve bazı ilaçlardan uzak durmak, kalp ritim bozukluğu şikâyetlerini gidermek adına atacağınız en doğru adımlar olacaktır. Bunun dışında kalp hastalığı zemininde gelişen ritim bozukluğu söz konusu olduğunda, aritmiye yol açan kalp hastalığının tedavi edilmesi gerekmektedir. 


    Kalp Ritim Bozukluğu Tedavi Yöntemleri Nelerdir? 

    Genellikle ciddi sonuçlara yol açmasa da nadiren felç, kalp yetmezliği ve ani ölüm gibi durumlara davetiye çıkarabilen kalp ritim bozukluğu; ilaçlar, elektriksel yöntem veya cerrahi yöntemlerle tedavi edilir. 


    İlaçlar

    Kalp ritim bozukluğu tedavisi için kullanılan ilaçlar, çok hızlı atan kalbi yavaşlatarak ritmi tamamen normale döndürebilir. Bu tip ilaçlara ‘’antiaritmikler’’ adı verilir. 

    Kalp hızını düşürmek için en sık kullanılan ilaçlar; beta blokerler, kalsiyum kanal blokerleri ve digoxin’dir. Kalp hızının normale dönmesini sağlayan bu ilaçlar son derece etkili olsalar da, bazen ciddi yan etkilere de neden olabilmektedir. 


    Elektriksel Tedaviler

    İlaçların tesir etmediği veya yan etkilere sebep olduğu hastalar için uygulanan bu yöntem, ‘’kateter ablasyonu’’ olarak da nitelendirilir. Ritim bozukluklarının tedavi yöntemlerinden biri olan bu işlem, hastanede elektrofizyolog adı verilen aritmi uzmanı kardiyologlar tarafından gerçekleştirilir. 

    Cerrahi Tedavi

    Bazı ritim bozuklukları durumunda ameliyat da bir çare olabilir. Özellikle bypass, kapak ameliyatı gibi bir ameliyata girecek olan kişilere bu operasyon sırasında aritmi cerrahisi de uygulanabilir. 


    Aritmi Cerrahisinde Kullanılan Yöntemler


    Maze Prosedürü

    Son derece etkili olan ve açık cerrahi metoduyla uygulanan bu tedavi yönteminde, kalp-akciğer makinesi desteği altında hastanın göğüs kafesi ve kalp boşlukları açılır. 


    Farklı Enerji Modelleri ile Yapılan Ablasyon Yöntemleri

    Bu işlem, kalp boşlukları açılarak veya kalp hiç durdurulmadan, yani kalbin dışından uygulanan yöntemlerle yapılabilmektedir. Kalp durdurulmadan uygulanan işlemlerde, göğüs boşluğuna küçük deliklerle girilmektedir. Bu işlem uygulanırken göğüs kemiğinin açılması şart değildir. 

    Farklı enerji modelleriyle yapılan ablasyon yöntemlerinin kendi içinde birçok çeşidi mevcuttur. Bu çeşitleri:

    Lazer ablasyon,

    Mikrodalga ablasyon,

    Kriyoablasyon,

    Ultrason ablasyon,

    Radyofrekans ablasyon şeklinde sıralayabiliriz.


    Hızlı Randevu Al
    Bizimle İletişime Geçin

    İlgili İçerikler
    Ara Onlıne Randevu
    Canlı Destek
    -
    Canlı Destek