Lütfen Bekleyiniz...

Kemik Kanseri (Tümörü) Nedir? Kemik Kanseri Belirtileri

Son Güncelleme Tarihi: 05.04.2023
Kemik Kanseri (Tümörü) Nedir? Kemik Kanseri Belirtileri
İçindekiler

    Kemik Kanseri (Kemik Tümörü) Nedir?

    Kemik sağlığının temeli kemik yoğunluğudur. Kemik yoğunluğu, kişideki kalsiyum miktarına göre 20 ile 30 yaş aralığında en üst seviyeye ulaşmaktadır. Bu yaş aralığından itibaren kemik yoğunluğunun sabit tutulabilmesi amacıyla beslenmeye, egzersize ve yaralanmalara dikkat etmek gerekmektedir. Yaşlandıkça sistematik hastalıkların meydana gelme riski artış gösterir ve bu sistemik hastalıklara bağlı olarak kemik tümörü riski de artış gösterip ağrılı seyredebilmektedir. Kemik kanseri, genellikle belirti göstermeden ilerlediğinden dolayı ağrısı hissedildiği anda doktora başvurulması büyük önem arz etmektedir.

    Kemik tümörleri, çoğunlukla iyi huylu olmasına karşın kötü huyluları da bulunmaktadır. Kötü huylu kemik tümörleri iki şekilde meydana gelir ve temelde iki gruba ayrılmaktadır: Kemiğin kendi tümörleri ve diğer organlarda bulunan tümörlerin kemiğe nüfuz etmesi, kısacası metastaz. Kemikte metastazlar, kemiğin kendisinde gelişen tümörlere oranla çok daha sık görülürler. Kemik metastazlarına özellikle memede, prostatta, akciğerde, tiroid bezinde ve böbrek kanserlerinde rastlanmaktadır. Kemikte en sık görülen kemik kanseri türü ise Osteosarkom olarak isimlendirilir. Yüksek dereceli osteosarkom, fazlasıyla agresif bir yapıdadır ve diğer organlara yayılma eğilimi çok sık görülür. Kemik tümörünün evresi ve derecesi, tedavinin en önemli kısmıdır. 

    Kemik Tümörlerinin Tipleri Nelerdir?

    Kötü Huylu Seyreden Tümörler

    Metastatik Kemik Tümörleri: Kemiğe diğer organlardan sıçrayan kötü huylu tümörlerdir. Hasta kişiler sıklıkla istirahat, geçmeyen ağrı veya patolojik kırık rahatsızlıkları ile başvururlar. 

    Multipl Miyelom: Multipl miyelom, en sık görülen kemik kanseridir. Kemik iliğinde gelişen kötü huylu bir tümördür. Her sene milyonda 20 insanın ölümüne sebep olabilir. Herhangi bir kemiğe sıçrayabilir ve 50 ile 70 yaş arası bireylerde görülür.

    Osteosarkom: En çok görülen ikinci kemik kanseridir. Sıklıkla ergenlik döneminde ve diz bölgesinde ortaya çıkan bu tümör, her yıl milyonda 2 ile 3 kişide görülür. Daha nadir bir biçimde kalça ve omuz bölgelerinde de görülebilir.

    Ewing sarkomu: Ewing sarkomu sıklıkla 5 ile 20 yaş arasında meydana gelir ve geniş yumuşak bir doku kitlesi ile beraber kemikte tahribata sebep olur. Vücutta en çok üst ve alt ekstremite, pelvis ve kaburga kemiklerinde ortaya çıkar.

    Kondrosarkom: Kondrosarkom sıklıkla 40 ile 70 yaş arasında kalça bölgesi, omuz ve pelviste kitle ile beraber meydana gelen bir kemik tümörü çeşididir.


    İyi Huylu Seyreden Tümörler

    En sık görülen iyi huylu tümörleri ise şu şekilde sıralayabiliriz:

    • Non-osssifying fibroma
    • Basit kemik kisti
    • Osteokondrom
    • Dev hücreli tümör
    • Enkondrom
    • Fibröz displazi

    Kemik Kanseri (Tümörü) Belirtileri Nelerdir?

    Kemik Kanseri (tümörü) belirtileri, ilk etapta kendini tam olarak göstermeyebilir. Bu nedenle, hastalığı fark etmekte sıkıntı yaşayabilirsiniz. Çoğu zaman uzun süre geçmek kemik ağrısıyla baş gösteren kemik kanseri, cildin hemen altında bulunan kemiklerde (kaburga gibi) şişkinliklere yol açabilir. Bazı durumlarda ise kemik tümörünün kendini gösterdiğini belirtmekte fayda vardır. Bu durumları ise şu şekilde sıralayabiliriz: 

    • Ağrı kesici almanıza rağmen ağrınız geçmez ve bu kemik ağrıları bir hayli uzun sürer.
    • Uzun süredir hissettiğiniz kemik ağrılarını şiddeti giderek artar.
    • Ağrı hissettiğiniz bölgede ele gelen kitle ve sertlik gibi semptomlar bulunabilir.
    • Kemik ağrısına ek olarak şişlik ve kızarıklık da fark edilir.
    • Bu ağrıların haricinde halsizlik, iştahsızlık, ateş, yorgunluk, aksama ve döküntü gibi diğer belirtiler de kendini gösterir.

    Kemik Kanseri Tanısı Nasıl Konur?

    Tanı konulması hususunda, hastaya birtakım tıbbi tetkik ve değerlendirmeler yapılmaktadır; 

    Tıbbi Öykü

    Başvurulan doktor öncelikle, hastanın aldığı ilaçlardan daha önce geçirdiği tüm hastalıklara kadar uzanan ayrıntılı bir tıbbi öykü istemektedir. 

    Fizik Muayene

    Doktor hastaya ayrıntılı fizik muayene yapmaktadır. Muayene esnasında, eğer tümör ya da tümör şüphesi varsa, kitlenin boyutu, hareketliliği, yapışıklık durumu ve eklemler ile ilişkisi araştırılmaktadır. Ayrıca gerekirse, diğer sistemlere yönelik muayeneler de yapılmaktadır.

    Görüntüleme

    Doktor tarafından hastanın şikâyeti olan vücut bölgesini değerlendirilebilmesi için “direkt” grafi denilen basit bir görüntüleme filmi istenmektedir. Farklı özellikteki kemik patolojileri, direkt grafide birbirinden farklı görüntüler oluştururlar. Bazıları aşırı kireçlenme, bazıları ise kemikte erime gösterebilmektedir. Bazen de bu iki vaka birbirine karışmış vaziyette ortaya çıkabilmektedir. Bu grafiler radyoloji bölümü tarafında hazırlanan bir rapor, doktorun muayene sonuçları ve gereği durumunda isteyeceği laboratuvar tetkik sonuçları ile beraber değerlendirilmektedir.

    Bazı durumlarda, direkt grafiler sorunun nedenini aydınlatmak için yeterli olmamaktadır. Bu durumda doktorlar daha ileri görüntüleme yöntemleri olan bilgisayarlı tomografi, kemik sintigrafisi, akciğer tomografisi, MRI ve PET taramasından da yararlanabilmektedir. Kemiksel detayları görüntülemek için tomografi kullanılırken, yumuşak doku yayılımı, kemikte bulunan tümörün uzantısı veya uzak noktaya sıçrama olup olmadığını görüntülemek için de MRI’dan yararlanılmaktadır. Kemik sintigrafisi ise metastazın varlığı ya da tümörün aktivasyonu hakkında bilgi sağlamaktadır.

    Testler

    Tam kan ya da idrar tahlili gerektirebilir. Biyopsi bir diğer örnek alma tekniği olup asıl cerrahi operasyonun yapılacağı merkezde bu konuda uzman ortopedik onkolog tarafından gerçekleştirilmektedir. Örnek alınması hedeflenen dokuya göre biyopsi seçenekleri açık biyopsi veya iğne biyopsisi şeklindedir. Alınan doku örneği, hücresel seviyede incelenmek ve gerekli birtakım boyama testlerinden geçirilmek üzere patoloji bölümüne yollanmaktadır.


    Kemik Kanseri (Tümörü) Tedavisi Nasıl Yapılır?

    İyi Huylu Kemik Tümörlerinin Tedavisi

    İyi huylu kemik tümörlerinin tedavisi tümörün çeşidine ve hastanın yaşına göre değişiklik göstermektedir. Bununla beraber birçok vakada gözlem yeterli olmaktadır. Bazı vakalarda tıbbi tedavi ağrıyı geçirmektedir. Özellikle çocuk vakalarında olmak üzere ağrı zamanla kendiliğinden kaybolur.

    Bazı iyi huylu kemik tümörlerinin kötü huylu tümöre dönüşme ve başka dokulara sıçrama durumunun araştırılması için yakın klinik gözlemi gerekebilmektedir. Bazı vakalarda doktor potansiyel patolojik kırıkları önleyen tümörün çıkartılması yöntemini önerir. Fakat bazı tümör tiplerinde kitle çıkartılsa dahi tekrar meydana gelebilmektedir. İyi huylu olmasına rağmen zamanla giderek daha agresif davranan tümörlerin başında dev hücreli tümör gelmektedir. Çoklu yerleşim ve yayılım gösteren osteokondrom vakalarının bazılarında kötü huyluya dönüşme olasılığı mevcuttur. Bu gibi durumlarda sürekli doktor kontrolü altında olmak izlenecek en iyi yoldur.

    Kötü Huylu Kemik Tümörlerinin Tedavisi

    Kemik kanserlerinin tedavisi, sağlık ekibinin takım çalışmasıyla yapılmaktadır. Bir ekibi oluşturan doktorlar arasında ortopedik ve tıbbi onkolog, radyasyon onkoloğu, patologlar ve radyologlar vardır. Bu tür vakalar ile karşılaşıldığında tüm ekibin amacı kanseri atlatmak ve ilgili olan organ ya da ekstremiteyi korumaktır. Hastanın durumunu değerlendirmekle beraber doktorlar birkaç tedavi seçeneğini beraber kullanabilmektedir. Tedavi yaklaşımı kararının alınmasında tümörün biyolojik davranışı ve tümörün evresi önemli rol oynamaktadır.

    Ekstremite Koruyucu Cerrahi

    Hastanın doktoru, hastanın bir cerrahi uygulamadan fayda göreceğini düşünürse uygulanan bu tedavi, hem yalnızca tümör odağının boşaltılması biçiminde olabilmekte, hem de tümör dokusunun çevresindeki dar ya da geniş alandaki sağlam doku ile beraber çıkarılması biçiminde de olabilmektedir. Buradaki amaç hastanın onkolojik tedavisini sağladıktan sonra uzvu ya da organı fonksiyonel hâle getirmektir. Bu tedavi için protez, kemik greftleri ve biyolojik rekonstrüksiyon yöntemleri de günümüzde sıkça kullanılmaktadır.

    Radyoterapi

    Bazı kötü huylu tümörler ışın tedavisine karşı hassasiyete sahiptir. Yalnız başına veya diğer tedaviler ile birlikte kullanılabilir.

    Kemoterapi

    İlaç tedavisi hastalığın tipine bağlı olarak değişik seviyelerde tedavi edici olabilir. Çoğunlukla cerrahi öncesinde veya sonrasında uygulanabilir.

    Tedavi Sonrası Takip Nasıl Olmalıdır?

    En önemli konulardan birisi tedavi sonrasında hasta takibinin nasıl olacağıdır. Hastanın takibini ilk olarak kısa aralıklar ile daha sonrasında ise seneler boyunca yapma zorunluluğu mevcuttur. Bu şekilde hastalığın tekrarlaması veya başka organlara sıçraması erken dönemde yakalanmakta ve gereken tedavi planlanmaktadır. Ayrıca bu dönemde hastaya psikolojik destek verilip sosyal hayatına geri dönmesi sağlanmalıdır.

    Kemiğin birincil kötü huylu tümörlerinin dışında, meme, tiroid, akciğer ve erkeklerde ortaya çıkan prostat kanserlerinden metastaz yolu ile tümör oluşumu da söz konusu olabilmektedir. İleri yaşlarda olan ve özellikle bir organında kötü huylu tümör bulunan bireylerde, meydana gelebilecek kemik ağrılarının dikkatle incelenmesi gerekmektedir.

    Hızlı Randevu Al
    Bizimle İletişime Geçin

    İlgili İçerikler
    Ara Onlıne Randevu
    Canlı Destek
    -
    Canlı Destek