Lütfen Bekleyiniz...

Organ Bağışı Nedir? Organ Bağışı Nasıl Yapılır?

Son Güncelleme Tarihi: 05.04.2023
Organ Bağışı Nedir? Organ Bağışı Nasıl Yapılır?
İçindekiler

    Organ Bağışı Nedir?

    Organ bağışı, kişilerin organlarının bir kısmını ya da tamamını kendi iradesiyle ihtiyaç duyan diğer kişilere bağışlamasıdır. Bu işlem gönüllülük esasına bağlı olarak yapılır. Organ bağışı yapacak olan kişinin reşit olması, akli melekelerinin yerinde olması ve beyin ölümü gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Hayatını kaybeden kişilerin organ bağış kartına sahip olup olmadığına bakılmaksızın yakınlarıyla iletişime geçilir. Kişi yaşamı süresince organ nakli yapmak istediğini beyan etmiş olsa bile, 1. derece yakınlarının da görüşleri dinlenir ve bu doğrultuda karar alınır. Organ bağış kartına sahip olan kişilerin birinci dereceden yakınları da yazılı şekilde organ bağışına onay verdiğinde kişinin organları alınır ve ihtiyaç duyan diğer hastalara nakledilir.

    Organ Bağışı Hangi Kurumlara Yapılır?

    Organ bağışı yapmak için çeşitli devlet ya da özel kurumlara başvurulabilir. Bunların arasında sağlık ocakları, il sağlık müdürlükleri, organ nakli merkezleri, organ bağışı dernekleri veya vakıfları, devlet hastaneleri ve organ bağışı konusunda yetkinliği bulunan özel hastaneler sayılabilir. Organ bağışı yapmak isteyen kişiler istedikleri zaman bu merkezlere başvurup organ bağış kartlarını alabilirler.

    Organ Bağış Kartı Başkasının Eline Geçerse Ne Olur?

    Organ bağış kartının başkasının eline geçtiği ve hırsızlık şüphesi olduğu durumlarda kişinin organ mafyası gibi tehlikelerden korkmasına gerek yoktur. Zira organ bağışının yapılabilmesi için devletin birçok farklı kurumunun ve doktorların onayı gerekmektedir. Aynı zamanda kişinin 1. derece yakınlarından da yazılı onay alınır. 1. derece yakınlardan alınan yazılı onay zorunlu olmasa da toplumumuzdaki etik değerler göz önüne alınarak gerçekleştirilen bir uygulamadır. 

    Organ bağışı yaptırmak isteyen kişinin bilgileri ‘’Organ ve Doku Bağışı Bilgi Sistemi’’ adı verilen bir platforma kaydedilir. Buraya kaydedilen bilgilere sadece sağlık bakanlığının görevlendirdiği personeller ulaşabilmektedir. Organ bağış kartının tek başına bir işlevi yoktur. Gerekli personel tarafından Organ ve Doku Bağışı Bilgi Sistemi'nde bağışçı kişinin profili incelenir. Böylelikle sahte kart gibi durumlara karşı da önlem alınmış olur. Kişinin ailesinin de onayı alındıktan sonra kişinin organları ameliyatla alınır ve ihtiyacı olan kişilere nakledilir.

    Kimler Organ Bağışı Yapabilir?

    Organ bağışı beyin ölümü gerçekleşen kişilerden yapılabilir. Bunun yanında sağlıklı bir kişi de organ bağışı yapabilir. Kişi hayati öneme sahip bir organını bağışlayamaz. Ancak karaciğerin bir parçası, akciğer ve böbrek gibi organlar bağışlanabilir. Kişi bu organların %100 çalışmadığı durumlarda da yaşamını birtakım riskleri göze alarak sürdürebilir. Kişinin birinci dereceden yakın akrabalarında, eşinde, çocuğunda veya kardeşinde iyileşmeyen böbrek hastalığı ve karaciğer yetmezliği gibi yaşamı tehdit eden ciddi hastalıklar varsa canlıdan canlıya organ nakli söz konusu olabilir. 

    Yine de canlıdan canlıya organ nakli sadece zorunluluk olduğunda yapılmaktadır. Organ nakli için en ideal yöntem kadavradan nakil işlemidir. Beyin ölümü tamamen gerçekleşmeyen kişilerden nakil için organ alınamaz. Kişiden organlarının alınabilmesi için beynin tüm işlevini geri alınamayacak şekilde kaybetmiş olması gerekmektedir. 

    Bu kişiler solunum cihazına bağlı olsalar bile sadece makineye bağlı olarak yaşadıkları için beyin ölümü gerçekleşmiş sayılırlar. İyileşmeleri veya hayata geri dönmeleri mümkün değildir. Beyin ölümü ile bitkisel hayat aynı şey değildir ve karıştırılmaması gerekir. Kişinin beyin ölümünün gerçekleştiğinin kesin olarak ortaya konulması için nöroloji, nöroşirürji, anestezi uzmanı ve yoğun bakım uzmanı olmak üzere en az iki uzman doktor tarafından onaylanması gerekmektedir.

    Organ Bağışında Beyin Ölümü ve Bitkisel Hayat 

    Organ bağışı sadece beyin ölümü gerçekleşen kişilerden yapılmaktadır. Bitkisel hayattaki kişilerden ise organ nakli yapılamaz. Beyin ölümü gerçekleşen kişilerde beyin tüm işlevini yitirmiştir ve bir daha da eski haline dönmesine olanak yoktur. Kişinin solunum yapabilmesi dahi makineye bağlıdır. Solunum cihazının olmadığı durumlarda kişinin solunum yapma kabiliyeti yoktur. Kişiler makineye bağlı olarak 'yaşıyor' gibi görünseler de kısa zaman içerisinde organları işlevlerini yitirir ve tıbben ölü sayılırlar.

    Bitkisel hayattaki hastalarda ise solunum kabiliyeti tamamen yitirilmemiştir. Hasta uzun süre boyunca tıbbi destekle yaşamını sürdürebilir ve hatta iyileşip tekrardan normal yaşantılarına devam edebilir. Tıpkı koma gibi bitkisel hayatta olan kişilerin de tekrardan normale dönmek için şansları bulunmaktadır. Bu sebeple beyin ölümü yaşayan kişilerden ayrılırlar. Bu durumun bir sonucu olarak da söz konusu bireylerden organ nakli yapılması söz konusu değildir.

    Organ Bağışı Ne Kadar Yaygın?

    Ülkemiz organ bağışı konusunda diğer gelişmiş ülkelere kıyasla geride kalmıştır. Bu durumun sebepleri arasında toplumda bu konuda yeterli bilincin oluşmamış olması, yanlış bilgilendirmeler ve batıl inançlar sayılabilir. Ancak bu yanlış düşünceler ve inançlar son yıllarda yapılan yoğun organ bağışı kampanyaları sayesinde azalma eğilimi göstermiştir. Organ bağışı yapmaya gönüllü olup organ bağış kartı edinen kişi sayısı her yıl önemli ölçüde artış göstermektedir. 

    Örneğin 1995'te sadece 235 organ nakli yapılmışken bu sayı 2002'de 729, 2010'da ise 3172'ye kadar çıkmıştır. Ancak bu sayı hala yeterli değildir ve toplumun bu konuda bilinçlendirilmeye devam edilmesi gerekmektedir. Bağışların yeterli seviyeye ulaşmaması sebebiyle organ nakillerinin yaklaşık %70'i canlıdan canlıya, geri kalan %30'luk kısmı ise kadavradan yani beyin ölümü gerçekleşmiş kişilerden yapılmaktadır. İdeal şartlarda bu oranın tam tersi olması yani asıl olarak kadavradan organ nakli yapılması gerekmektedir. 

    Zira yaşayan bir kişi başka bir kişiye kalbini veremezken yaşamı sırasında organ bağışı yapmaya gönüllü olmuş bir kişi beyin ölümü gerçekleştiğinde ihtiyaç duyan bir kişiye kalbini verebilir ve yaşama tutunmasına vesile olabilir. Organ bağışı konusu toplumdaki tüm bireyler tarafından ciddiye alınmalıdır. Kişi içinde bulunduğu an tamamen sağlıklı olsa bile bir gün kendisini organ nakli beklerken bulabilir. Dolayısıyla sahip olunan önyargıları bir kenara bırakıp gönüllü şekilde organ bağışı yapmak hem toplumdaki diğer kişilere hem de sevdiklerinize bir umut kapısı olabilir.

    Organ Bağışı Neden İstenen Seviyede Değil?

    Organ bağışının önündeki en büyük engeller bağış yapmaya gönüllü olan insan sayısının yetersiz oluşu veya kişinin birinci dereceden yakınlarının organ bağışına karşı muhalefetleridir. Toplumumuzda organ bağışı yapan kişilerin vücutlarının tamamen bozulacağı veya bunun dini açıdan yanlış olduğuna dair bir kanaat mevcuttur. Fakat bu düşünceler gerçeği yansıtmamaktadır. Öncelikle organ nakli için yapılan cerrahi işlemlerin tıpkı canlı kişilere uygulanan ameliyatlar gibi titizlikle yapıldığı bilinmelidir. Kişinin vücut bütünlüğünün bozulmaması için estetik dikiş gibi yöntemler kullanılır. Böylelikle vücutta sadece ameliyat yapılan bölgede iz kalmaktadır. Onun dışında kişinin vücudu bütünlüğünü korumaktadır.

    Dini açıdan bakıldığında ise Hristiyanlık ve İslam gibi dinlerde organ nakline karşı bir hüküm bulunmamaktadır. Zira İslamda organ nakli bir tedavi yöntemi olarak görülür. İslam dini açısından organ nakli yapılabilmesi için öncelikle kişinin tamamen ölmüş olması gerekmektedir. Bunun yanında organın nakledileceği kişinin gerçekten organ nakline ihtiyacı olduğunun uzman bir hekim tarafından onaylanmış olması gerekir. Bu iki şarta ek olarak organ nakli karşılığında ücret alınmaması, kişinin ve yakınlarının organ nakli konusunda onay vermesi gerekmektedir. Bu durum en güzel şekilde Maide suresi 32. ayette izah edilmektedir. 

    Ayette diğer insanlara hayat vermenin öneminden bahsedilir. Tüm bu bilgiler göz önüne alındığında organ naklinin İslamiyet’te kötü bir yeri olmadığı, hatta sevap ve iyi iş olarak kabul edildiği sonucuna ulaşılır. İslamiyet’in dışında dünyada yaygın olan neredeyse her dini inanış organ bağışını desteklemektedir. Toplumda ilgi çekmek amacıyla organ bağışının günah olduğu gibi düşünceleri dile getirenler ise kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmekte ve herhangi bir dini sebebi temel almamaktadırlar.

    Hızlı Randevu Al
    Bizimle İletişime Geçin

    İlgili İçerikler
    Ara Onlıne Randevu
    Canlı Destek
    -
    Canlı Destek