Lütfen Bekleyiniz...

Tüberküloz (Verem Hastalığı) Nedir?

Son Güncelleme Tarihi: 05.04.2023
Tüberküloz (Verem Hastalığı) Nedir?
İçindekiler

    Tüberküloz (Verem) Nedir?

    Halk arasında verem hastalığı olarak da bilinen tüberküloz; Mycobacterium Tuberculosis olarak adlandırılan bakterinin dışarıdan vücuda girmesiyle ortaya çıkan bulaşıcı bir hastalıktır. Asıl olarak solunum yollarından bulaşan bu bakteri, kişinin akciğerlerine yayılır ve akabinde akciğerlerde iltihap gelişimine sebep olur. Tüberküloz hastalığının en yaygın olarak bulaştığı organ akciğer olarak bilinir. Bu durumun sebebi; mikrobun vücuda giriş kapısının akciğerler olmasıdır. 

    Ancak verem basilleri bazı durumlarda akciğerleri de aşarak lenf sistemi ve kan dolaşımı yoluyla vücuttaki diğer organlara ya da dokulara ulaşabilir. Böylelikle kişinin lenf bezlerinde, böbreklerinde, kemiklerinde ve hatta beyninde dahi mikrobun yayılma riski bulunur. Hastalığın yayılım gösterdiği organ ve dokularda ciddi iltihaplar ortaya çıkar ve fonksiyon bozuklukları meydana gelir.

    Günümüzde gelişen tedavi yöntemleri sayesinde ölüm oranlarında eskiye kıyasla azalma görülse de, hala dünya genelinde yaklaşık 8,5 milyon kişi verem hastalığına yakalanmakta ve bu kişilerin yaklaşık 2 milyonluk bir kısmı vefat etmektedir. Dolayısıyla tüberküloz hala ciddi bir sağlık sorunu olarak kalmaya devam etmektedir.

    Tüberküloz Risk Faktörleri Nelerdir?

    Mycobacterium Tuberculosis adlı virüsün vücutta yol açacağı tahribat ve hastalığın gelişme ihtimali kişinin vücut direncine göre değişiklik gösterir. Halihazırda vücut direnci düşük olan kişilerde hastalığın etkileri daha ağır olabilirken, dirençli kişiler ciddi belirtiler yaşamaktan kurtulabilir. Verem hastalığının en yaygın risk faktörleri aşağıda sıralanmıştır:

    • Bağışıklık sistemi ve vücut dirençleri tam olarak oturmayan, beş yaş ve altındaki çocuklar.
    • 65 yaş ve üzeri yaşlı bireyler.
    • Bağışıklık sistemi çeşitli ilaçlar ya da tedavi yöntemleri sebebiyle baskılanan bireyler.
    • Vücudun direncinin normalden çok daha az olmasına yol açan hastalıkları bulunan bireyler. Örneğin AIDS, şeker hastalığı (diyabet), kronik böbrek ya da karaciğer hastalıkları ya da kanser gibi hastalıklar bu gruba dahildir.
    • Organ nakli yaptıran bireyler.

    Tüberküloz Neden Olur?

    Verem hastalığı, günümüzde hala oldukça ciddi bir sağlık sorunu olma özelliğini sürdürmektedir. Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) paylaştığı verilere göre dünyadaki hastaların yaklaşık %2.5'luk bir kısmı verem hastalarından oluşmaktadır. Bununla birlikte, "önlenebilir" kategorisine giren ölümlerin ise yaklaşık %25'i verem hastalarından oluşur. Hastalık dünyadaki tüm ülkelerde görülmekle birlikte, Güneydoğu Asya ve Afrika kıtalarında çok daha sık görülmektedir. 

    Hastalığın esas sebebi henüz bilinmese de çeşitli çevresel faktörlerin etkisi mevcuttur. Ayrıca AIDS gibi bağışıklık sistemini baskılayan hastalıkların artış oranıyla Tüberküloz hastalığının artış oranı doğru orantılıdır. Şehirleşmenin yüksek olduğu ve insanların sık sık bir arada bulunduğu bölgelerde AIDS oranıyla birlikte tüberküloz oranı da artmıştır. 

    Hastalığın en sık görüldüğü bölge Sahra Altı Afrika bölgesidir. Bu bölgenin en önemli özelliği, dünyada en sık AIDS hastalığının görüldüğü bölge olmasıdır. Dolayısıyla, AIDS ve benzeri bağışıklık sistemini baskılayıcı hastalıklara sahip olan kişilerde, ya da bağışıklık sistemi doğuştan (veya ilaç kullanımı vs.) gibi sebeplerle düşük olan kişilerde hastalığın görülme ihtimali çok daha yüksektir.

    Tüberküloz Belirtileri Nelerdir?

    Verem hastalığının belirtilerinin hangi safhada ortaya çıkacağı kişinin bağışıklık durumuna göre değişiklik gösterir. Hatta vücut direnci yüksek olan kişilerde genelde hastalık aktif hale gelmez. Ancak çeşitli sebeplerden ötürü vücut direnci düşen kişilerde hastalık aktifleşebilir. Verem belirtileri genelde hafif seyirle başlar. Hastalık genel olarak akciğerlerde tutulum gösterse de, duruma göre başka organ ve dokularda da tutulum yapabilir. Dolayısıyla, kişinin tecrübe edeceği semptomlar virüsün yayıldığı organa göre değişiklik gösterebilmektedir. Erken dönem tüberküloz belirtileri aşağıda sıralanmıştır:

    • Yaklaşık 20 gün boyunca devam eden ve geçmeyen öksürük.
    • Genellikle öksürükle birlikte devam eden ve bir süre sonra şiddetlenen “kanlı” balgam.
    • Kişinin kendisini normale kıyasla çok daha yorgun ve halsiz hissetmesi.
    • Baş ağrısı ve yüksek ateş.
    • Yemek yemeye karşı isteksizlik, ve bunun sonucunda ortaya çıkan kilo kaybı.
    • Karın ağrısı.
    • Göğüs ve sırtta ağrı.
    • Lenf düğümlerinin uzun süre boyunca şiş bir halde kalması. Ayrıca boyun bölgesinde şişlik.
    • Halsizliğe ek olarak, kişinin kendisini kırgın hissetmesi ve eklemlerde veya kemiklerde sürekli olarak hissedilen ağrı.

    Hastalığın ilerleyen dönemlerinde ilk safhadaki belirtiler şiddetlenir. Bununla birlikte, kişi nefes darlığı ve ses kısıklığı gibi belirtileri de daha yoğun olarak hissetmeye başlarlar.

    Yukarıda bahsi geçen belirtiler aktif tüberküloz belirtilerini yaşayan kişilere aittir. Aktif tüberküloz, kişinin bakteri tarafından enfekte olması ve bu doğrultuda çeşitli semptomlar geliştirip virüsü diğer kişilere de bulaştırabilmesi durumudur.

    Gizli Tüberküloz durumuna sahip olan kişilerde ise hastalığın herhangi bir belirtisi görülmez. Kişinin vücudunda hastalığı yapan bakteri mevcuttur. Ancak hastalık bağışıklık sistemi tarafından baskılanır ve dolayısıyla vücutta bakterilerin çoğalması engellenir. Bu durumda kişi herhangi bir ciddi semptom göstermez. 

    Ancak kişinin vücudunda yine de tüberküloz enfeksiyonu mevcuttur. Dolayısıyla hastalığın fark edilmesi de zordur. Yine de, herhangi bir semptom göstermese de hastalığın tedavi edilmesi gerekir. Bununla birlikte, gizli tüberküloz durumunda söz konusu hastalığın başka bir kişiye bulaştırılma riski bulunmamaktadır.

    Tüberküloz Tanı Yöntemleri Nelerdir?

    Ülkemizde tüberküloz hastalığının tanı ve tedavi sürecinde en yetkin kurum Verem Savaş Dispanserleridir. Ayrıca tam kapasiteli çalışan hastanelerde de hastalığın tanısı ve tedavisi ile ilgili tüm süreçler yürütülebilmektedir. Tanı aşamasında ilk olarak hastanın fiziki olarak sahip olduğu belirtiler kontrol edilir. Ardından kişinin balgamındaki tüberküloz basilini saptayan bir tüberküloz testi yapılır. 

    Bu tetkiklere ek olarak kişinin ciğerlerinin durumunu tespit etmek için akciğer filmi de çekilir. Hastalığının kesin tanısının konulması için ise, kişiden alınan balgam mikroskopla incelenir, basilin yeri gösterilir ve yeniden üretilir. Dolayısıyla hastalığın tanısını koymak zor değildir ve herhangi bir cerrahi işleme gereksinim duyulmamaktadır. Tanı sürecindeki en önemli unsur, kişinin belirtileri fark ettikten sonra geçiştirmek yerine bir sağlık kuruluşuna başvurmasıdır.

    Tüberküloz Tedavisi Nasıl Olur?

    Günümüzde tüberküloz hastalığının tedavi edilmesi için birçok farklı yöntem bulunmaktadır. İlaçlı tedavi yöntemlerine ek olarak, kişinin sağlıklı bir şekilde beslenmesi, sürekli dinlenmesi ve uzun süreli bir sanatoryum tedavisinin uygulanması hastalığa karşı oldukça etkilidir. Bununla birlikte hastalığın tedavisi sadece bu yöntemlere bırakılmaz ve ilaç kullanımına da başvurulur. 

    İlaçlı tedavi sürecinde dört farklı çeşit ilaç birlikte kullanılır ve mikrobun hem gelişimi hem de kendini yeniden üretmesi engellenmeye çalışılır. Hastalığın tedavisi uzun bir sürece yayılabilir. Genellikle tedaviye başlanan ilk 2 ayda ilaç kullanımı fazla olabilir. Verem tedavisi sürecinde 2. ayı geçtikten sonra genellikle kişinin durumu daha iyiye gider ve bunun sonucu olarak reçete edilen ilaçların sayısı azalır. 

    Kişinin kati suretle kendisine reçete edilen ilaçları düzenli ve zamanında kullanması gerekmektedir. Böylelikle hastalığın ilerleme hızı yavaşlar, semptomlar hafifler ve başka kişilere bulaş ihtimali düşer. Tedavi genellikle 6 aydan kısa sürmez. Mikrobun vücuttan uzaklaştırılması bazen daha kısa sürebilse dahi, enfeksiyonun hala vücutta kalma riski göz ardı edilmemelidir. 

    Dolayısıyla verem tedavisinde düzenli ilaç kullanımı oldukça önemlidir. Zira ilaç kullanımının aksatıldığı durumlarda hastalığın iyileşmeme ihtimali yüksektir. Nitekim, tedavisini aksatmayan kişilerde hastalığın tedavi oranı oldukça yüksektir.

    Hastalığın tedavisi genelde ayaktan yapılır ve kişinin hastaneye yatırılması gerekmez. Bununla birlikte, hastanın durumuna göre hastaneye yatış söz konusu olabilmektedir. Ciddi nefes darlığı çeken, sürekli kanlı balgam atan, ilaçlı tedaviye iyi cevap vermeyen ya da tüberküloza ek ciddi hastalıkları bulunan kişilerin hastaneye yatırılması söz konusu olabilmektedir.

    Tüberküloz (Verem) Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

    Tüberküloz Bulaşıcı Mı? Tüberküloz Nasıl Bulaşır?

    Tüberküloz bulaşıcı bir enfeksiyon hastalığıdır. Söz konusu mikrobun bir kişiden başka bir kişiye aktarılması zor değildir. Zira aktif olarak akciğer ya da gırtlağında tüberküloz bulunan hasta bireyler nefes vererek, öksürerek ya da hapşırarak aynı ortamda bulundukları kişileri enfekte edebilirler. Dolayısıyla hastalığın bir kişiden başka bir kişiye yayılması için direkt olarak bir temasa gerek yoktur ve temel olarak solunum yoluyla bulaş sağlanmaktadır.

    Tüberküloz Tedavisinin Yan Etkileri Nelerdir?

    Kişiye reçete edilen ilaçların özellikleri sebebiyle ilaç kullanımına bağlı olarak hastanın vücudunda çeşitli yan etkiler ortaya çıkabilir. Ciltte döküntü, kaşıntı, iştah kaybı, mide bulantısı, karın ağrısı, görme bozukluğu ve kusma gibi belirtilerin görülmesi yaygındır. Bu belirtiler kişinin vücudunun söz konusu ilaçları olması gerektiği kabul etmediğini gösterir. 

    Dolayısıyla söz konusu kişinin derhal doktoruna başvurması gerekir. Doktor da bu doğrultuda kişinin tedavi planlamasında bazı değişiklikler yapar. Ayrıca, kişinin idrarında, gözyaşında ya da büyük abdestinde turuncu renk görülebilir. Bu ise endişe edilecek bir şey değildir, zira söz konusu yan etki tedavide kullanılan rifampisin ilacından kaynaklanır ve kişinin sağlığını tehdit edici bir özelliğe sahip değildir.

    Verem Aşısı Tüberküloz Hastalığını Tedavi Eder Mi?

    Verem aşısı (BCG) çocukluk çağında uygulanan bir aşı türüdür. Ancak söz konusu aşının asıl amacı tüberkülozun beyin zarına yayılan versiyonunu (menenjit) ya da kanla yayılan versiyonunu (milier) önlemektir. Akciğer tüberkülozuna karşı ciddi bir koruma sağlamaz. Bununla birlikte, erişkinlerde ya da halihazırda hastalıkla enfekte olmuş bireylerde koruma sağlamaz.

    Hızlı Randevu Al
    Bizimle İletişime Geçin

    İlgili İçerikler
    Ara Onlıne Randevu
    Canlı Destek
    -
    Canlı Destek