Anne sütü ve emzirmenin faydaları, birçok kişi tarafından merak edilen bir husustur. Zira ilk emzirdiğiniz andan itibaren bebeğinizle aranızda kalıcı ve özel bir bağ oluşmaya başlamaktadır. Ten teması bebeğinizin kendisini rahat, huzurlu ve güvende hissetmesini sağlar. Anne sütü için para ödemeniz gerekmediği gibi arzu ettiğiniz anda ideal sıcaklıkta, hazır halde bulunmaktadır ve herhangi bir şeyi sterilize etmek, dışarıdayken yanınızda bir çanta dolusu eşya taşımanıza da gerek kalmamaktadır. Ayrıca anne sağlığı için de emzirmenin yararları tartışmaya yer kalmayacak şekilde fazladır.
Doğumun hemen sonrasında bebeğin anne memesini emmesi, sevgi hormonu olan oksitosin salgılanmasını tetikler ve memeye bebeğe süt salgılaması için sinyal gönderir. Oksitosin ayrıca rahmin boyutunun küçülmesini ve hamilelikten önceki haline geri dönmesini sağlar. Anne için emzirmenin yararları arasında tekrar regl olmaya başlamayı da geciktirebilmesi sayılabilir. Böylece vücuttaki demir korunmuş olur. Fakat bu dönemde hamile kalma ihtimali daha düşük olsa da buna net bir yöntem olarak güvenmemek gerekmektedir.
Araştırmalar sonucu elde edilen emzirmenin faydaları ise şu şekilde sıralanabilir:
Ayrıca emzirmenin yararları üzerine yapılan araştırmaların; annelerin oksitosin düzeyindeki artışa bağlı şekilde doğum sonrası endişe ve depresyonunu azalttığını, emziremeyen annelere kıyasla bu süreci daha hafif geçirdiğini göstermektedir. Anne sütüyle beslenen bebeklerde; solunum yolu enfeksiyonu, ishal ve gastroenterit ihtimali daha düşük olduğundan, doktorunuzu ziyaret etme gerekliliği ve buna bağlı yaşamakta olduğunuz stres de azalacaktır. Süt üretiminden sorumlu prolaktin hormonunun anneyi sakinleştirici bir etkisi olduğu da emzirmenin yararları arasında sayılabilmektedir.
Emziren anneler, emzirmeyen annelere kıyasla daha kolay zayıflayabilir. Emzirmenin yararları arasında en dikkati çeken faydası da budur. Çünkü emzirme, bir hayli kalori yaktıran bir eylemdir ve günde ortalama 500 kaloriyi yakarak hamilelik döneminde aldığınız kilolarınızdan kurtulmanıza yardımcı olur. Bebeğini emzirmeyen bir anne ise, emziren anne ile aynı kaloriyi yakmak için yokuş yukarı bir saat koşması gerekmektedir.
Genel olarak, emziren anneler, emzirmeyen annelere göre daha hızlı kilo vermekte ve daha kolay bir biçimde formlarını koruyabilmektedirler. Emziren annelerde metabolizmanın değişime uğrayarak kan şekeri düzeyini düzenlemiş olduğu ve bu sayede verimli bir biçimde kilo kaybı sağladığı ve kolesterolü dengelediğini gözlemlenmektedir. Bebeğini emzirmiş olan annelerde kalp sorunu yaşama ihtimalinin de azalmasının emzirmenin yararları arasında olduğu düşünülmektedir.
Anne sütü; bebeğiniz için özel olarak üretilen, kopyalanmasının imkânı olmayan ve bebeğiniz büyüdükçe yalnız onun gereksinimlerine uygun olarak yapısı değişen tek gıdadır. Dahası, anne sütündeki besinler bebeğinizin vücudu tarafından formül sütlere veya mamaya göre daha kolay emildiği için bebeğinizin aldığı besinden azami faydası sağlar. Bebeğinize anne sütü ile verilen antikorlar ile bağışıklık sisteminin güçlendiğinden, hastalıklara karşı korunduğundan emin olabilirsiniz. Bebeği önerilen şekilde ilk altı ay yalnızca anne sütü ile beslemenin hem kısa hem de uzun dönemde sağlamış olduğu pek çok fayda bulunur. Dolayısıyla bebeğin doğal yolla beslenmesi ileriki yaşamında da ona faydalı olacaktır.
Bebek emmeye başlar başlamaz huzur ve güven duygusu hissetmeye başlar. Bu sebeple bebeği olabildiğince erken emzirmek önem arz eder. İlk üretilen süt olan kolostrum, bebeğin ilk kakasını üreterek mekonyumu (anne karnındayken sindirilen maddeleri) atmasına yardım eder. Mide ve bağırsakların iç duvarlarını kaplayarak zararlı bakteri ve virüslere karşı daha kuvvetli bir koruma sağlar.
Ailenizde diyabet veya alerji öyküsü var ise bebeği emzirmek bu rahatsızlıkların bebeğinizde de oluşma olasılığını azaltır. Ayrıca bebeği emzirmenin yararları arasında aşağıda belirtilen noktalar da sayılabilir;
Araştırmalar, anne sütü alan bebeklerde;
Bebeği güçlendiren ve enfeksiyonlardan muhafaza etmeye yardımcı olan anne sütü özellikle prematüre bebekler için daha faydalıdır. Eğer bebeğiniz meme ememiyorsa sütünüzü ve kolostrumu sağarak diğer yollarla sütü bebeğinize sağlayabilirsiniz. Eğer bebeğiniz çok küçükse veya sütü kabul edemeyecek durumdaysa sağmış olduğunuz sütünüzü dondurarak daha sonra kullanmak için saklayabilirsiniz.
Her gün en az 10-12 bardak su tüketmesi, anne sütünün artmasını sağlamaktadır. Yapılan bilimsel çalışmalara göre bazı gıda ve bitkilerin özellikle anne sütünü artırdığı görülmektedir. Bunların başında da rezene gelir. Rezene, dereotugillerden bir bitki çeşididir ve anne sütünü artırır. Isırgan otu, fesleğen ve biberiye de anne sütünü artıran diğer bitkiler arasında yer almaktadır.
Aşağıdaki gıdalar, anne sütüne etkileri konusunda bilimsel araştırma bulunmamakla beraber çeşitli toplumlarda, emzirme dönemindeki kadınlara tavsiye edilen gıdalar arasında bulunmaktadır. Ve asırlardır alışılmış olarak tüketilmektedir.
Siyah Susam: Kalsiyum bakımından zengin bir içeriğe sahip olan siyah susamın anne sütünü artırmaya yardımcı olduğu düşünülmektedir. Kalsiyum dışında bakır gibi bazı mineralleri de içeren susamı yemeklerinizde rahatlıkla kullanabilirsiniz.
Kimyon: Süt üretimini arttırdığı düşünülen kimyon doğumdan sonra anneyi güçlendirmek için önemli olan demir bakımından da zengin bir gıdadır.
Arpa: Arpa ile yapılan pilavı ya da çorbayı laktasyonu artırmak için kullanmak mümkündür. Arpanın anne sütünü artırdığı yönünde herhangi bir bilimsel araştırma sonucu bulunmamasına rağmen emzirme dönemindeki anneler tarafından asırlardır alışılmış olarak tüketilmektedir. Özellikle arpa ve rezene kombinasyonunun sütün niteliğini yükselttiği düşünülmektedir.
Fesleğen: Sindirim sistemini düzenleyen, sakinleştirici etkisi bulunan ve buna ilave olarak iyi bir K vitamini kaynağı olan fesleğen yemeklerle beraber ya da çay biçiminde tüketilebilir.
Yeşil Sebzeler: Kusursuz birer vitamin ve mineral kaynağı olan fasulye, ıspanak, pancar yaprağı ve kuşkonmaz gibi yeşil sebzeler laktasyonun artmasını sağlayabilir. Bu yeşillikler hem de sindirime yardımcı olur ve vücudu güçlendirir.
Kırmızı ve Turuncu Sebzeler: Beta-karoten bakımından zengin olan havuç, tatlı patates, pancar ve diğer kırmızı, turuncu sebzeler anne sütü niteliğini arttırmaya yardım edebilir.
Sarımsak: Emziren annelerin kokusu sebebiyle bebeğin sevmeyeceğini düşündüğü, fakat tam tersine bebeğin süt emme süresini arttıran sarımsak annenin de iştahını açarak süt kalitesi için gerekli vitamin ve mineralleri almasına yardımcı olmaktadır.
Yulaf: Besin lifi, demir ve kalsiyum bakımından zengin olan yulaf emziren anneler arasında bir hayli popüler bir besindir. Kendinize yulaf püresi hazırlayabilir ve pürenin besin değerini çoğaltmak için fındık, süt, meyve veya baharat ekleyebilirsiniz.
Yağlar: Zeytinyağı, keten tohumu yağı ve susam yağı gibi daha sağlıklı yağların emzirmeye yardımcı olduğu düşünülmektedir. Bu yağlar ayrıca annenin enerjisini artırır.
Sindirim sistemi, enfeksiyonlar için koruyucu maddeler içerdiğinden anne sütü almayan bebekler sık şekilde enfeksiyonlara yakalanmaktadır.
Anne sütü alan bebek her ay 500-600 gram kilogram alıyorsa ve günde 6-8 kez açık renkli idrar yapıyorsa, süt miktarı yeterli demektir. Bunun haricinde:
Unutulmamalıdır ki bebeğin emmesinde azalmasının sebebi, emzirme esnasında yapılan hatalar olabilir.
Uzun süreli emzirme, bebek süt dişlerinin yüzeylerinde erozyona (çürüksüz madde kayıpları) neden olabilir. Bebekte ağız içi bakterileri çoğalmış biçimde bulunmasa da sütün asidik yapısı, mineral yapısı güçlü olmayan süt dişlerine uzun süre temas ettiği takdirde diş yüzeyinde aşınmaya yani erozyona neden olabilir. Aynı zamanda normal besinler tüketmek yerine öğünlerinde anne sütünü tercih eden bir yaş üstü çocuklarda çiğneme işlevinin azalmasına bağlı olarak diş sürme gecikmeleri de meydana gelebilmektedir.
Anne sütü, bebekler için en iyi ve en doğal olan besindir. Anne sütü, normal doğum haftasında doğan tüm daha sağlıklı bebeklerin ihtiyaçlarını 6 ay tek başına karşılayabilir. Emzirmenin 6 aydan sonra uygun ek gıdalar yardımıyla en az 1 yaşına kadar devam edilmesi önerilir.
Çok ender görülen durumlarda, emzirme yasaklanır. Emzirmenin sakıncalı olduğu durumlar; ilaç bağımlılıkları, kontrolsüz şekilde alkol kullanımı, HIV enfeksiyonu (AIDS), tedavi edilmemiş aktif tüberküloz, bırakılması durumunda anne sağlığını tehdit eden ama bebeğe de zararlı olup süte geçen ilaçlar, annenin meme kanseri tedavisi alıyor olması ve bebekte galaktozemi gibi metabolik bir hastalığın olmasıdır.
Annede Hepatit B enfeksiyonu varlığında, bebeğe rutin aşı ile birlikte immunglobulin içeren bir ilaç verilir. Ancak bu ilaç bebeğe verildiyse, Hepatit B enfeksiyonu olan anne emzirebilmektedir. HIV enfeksiyonu (AIDS) varlığında da emzirmeye izin verilmemektedir. Yalnız bu konuda risk artışının bebeğin bu denli değerli bir besinden yoksun kalmasını gerektirmeyecek bir seviyede olduğu savunulmakta ve bu durum, bilim dünyasında tartışmalı bir konu olarak yer almaktadır.
Anne sütünün yetişkinler üzerinde bilinen bir zararı olmamakla beraber, yararı olduğu konusunda da pek çok farklı görüşler bulunmaktadır. Dolayısıyla bu konuda net bir şey söylemek doğru değildir.