Lütfen Bekleyiniz...

Omega 3 Nedir? Omega 3’ün Faydaları Nelerdir?

Son Güncelleme Tarihi: 05.04.2023
Omega 3 Nedir? Omega 3’ün Faydaları Nelerdir?
İçindekiler

    Omega 3 Nedir?

    İnsan vücudunun birçok farklı fonksiyonu ve görevi bulunur. Bu yapının sağlıklı ve uyumlu bir şekilde işleyebilmesi için, vücut dışarıdan alınması gereken bazı maddelere ihtiyaç duyar. Bu maddelerin eksik olduğu durumlarda vücuttaki bazı işlevlerde aksaklıklar görülebilir. Var oldukları durumlarda ise vücudun sağlıklı bir şekilde çalışmasını ve gelişim göstermesini sağlarlar. Bu doğrultuda Omega3, kişinin dışarıdan alması gereken en önemli bileşenlerden bir tanesidir. 

    Omega-3, içerisinde doymamış yağ asitlerini bulunduran bir bileşiktir. Toplumda bilindiği üzere en yoğun olarak balık yağında bulunur. Omega 3 sayesinde vücuttaki hücre gelişimi ve kas aktiviteleri düzenlenir. Vücuda dışarıdan alınan Omega 3 asidinin bir diğer önemli görevi ise vücutta bulunan yağın enerjiye dönüştürülmesidir.

    Omega 3 Çeşitleri Nelerdir?

    Omega 3, üç farklı alt türe ayrılmaktadır. Bu üç alt türün de alınabileceği kaynaklar, vücuda etki ediş biçimleri ve yapısal özellikleri farklıdır. İnsan fizyolojisi temel olarak bu üç Omega 3 türüne de gereksinim duymaktadır.  Bu alt türlerden birisi asıl olarak bitki yağlarında bulunan linolenik asit (ALA)'dır. Diğer iki Omega 3 tipi ise balık yağı ve benzeri deniz ürünlerinde bulunan eikosapentaenoik asit (EPA) ve dokosaheksaenoik asit (DHA) olarak adlandırılır.

    Bahsedilen her omega 3 türünün vücut üzerinde farklı ve önemli bir etkisi vardır. Örneğin deniz ürünlerinin içeriğinde yüksek miktarda bulunan EPA, vücutlarında enflamasyon (iltihap) bulunan kişiler için oldukça faydalıdır ve aynı zamanda kişinin beyin fonksiyonlarının daha etkin bir şekilde çalışmasını sağlar. Bu etkisiyle hem kişi kendisini daha zinde hissederken hem de depresyon gibi çeşitli psikolojik rahatsızlıklardan korunabilir.

    DHA ise asıl olarak balık yağının içerisinde yer almaktadır. DHA beynin işleyişi ve gözün işlevini düzenlemek açısından oldukça büyük bir öneme sahiptir. Göz ile beyin arasında iletişim kuran sinirlerin düzgün şekilde çalışmasını sağlar. Aynı zamanda hücre zarlarını yenileme ve koruma görevini üstlenir. 

    Genel olarak insan vücudundaki hücrelerin gelişimi üzerinde oldukça önemli bir yeri olan DHA, aynı zamanda hamile ya da yeni anne olmuş kadınlar için de oldukça önemli bir Omega 3 alt türüdür. Öyle ki; anne tarafından sindirilen DHA asitleri anne sütü aracılığıyla bebeğin vücuduna aktarılır ve böylelikle bebeğin gelişim sürecine önemli bir katkı yapılmış olur. 

    Bir diğer Omega 3 türü olan ALA ise asıl olarak bitkisel ürünlerin içerisinde bulunur. Düzenli bir şekilde balık ürünleri ya da balık yağı tüketmeyen kişilerin en azından sağlıklı bitkisel gıdalarla beslenip Omega 3 gereksinimlerini belirli bir oranda da olsa karşılamaları gerekir. Ceviz ya da keten tohumu gibi gıdalar aracılığıyla vücuda alınabilecek olan ALA yağ asidinin bir kısmı vücut tarafından EPA ve DHA'ya dönüştürülür.

    Omega 3’ün Faydaları Nelerdir?

    Omega 3'ün vücuda birçok farklı alanda fayda ettiği bilinmektedir. En önemli faydalarından birisi kalp sağlığını korumasıdır. Düzenli olarak balık yağı ve benzeri deniz ürünleri tüketen kişilerin kalp sağlıklarının daha iyi bir seviyede olduğu çeşitli araştırmalar sonucunda tespit edilmiştir. Aynı zamanda kan basıncına dair düzenleyici bir işlevi de bulunan Omega 3 asidi, yüksek tansiyon hastası olan kişilere de olumlu anlamda etki eder.

    Omega 3'ün bir diğer önemli faydası ise kandaki trigliserit seviyesini azaltmak yönündedir. Aynı zamanda balık yağının içeriğinde bulunan iyi kolesterol sayesinde vücuttaki kolesterol seviyesini dengeler.

    Hamilelik döneminde anne tarafından alınan ve bu yolla bebeğe aktarılabilen Omega 3, bebeğin gelişimi açısından oldukça önemlidir. Dışarıdan gelen Omega 3 takviyesi sayesinde bebeğin zeka seviyesinde ve genel beyin fonksiyonlarında gelişme görülür. Aynı zamanda Omega 3 takviyesi sayesinde kişinin ileri yaşlarda geliştirebileceği çeşitli psikolojik rahatsızlıklar da nispeten önlenebilmektedir.

    Genel olarak beyin fonksiyonlarının işlevini korumasını sağlamakta görevli olan Omega 3 yağ asitlerinin vücutta gereğinden az bulunduğu durumlarda kişinin beyin fonksiyonları düzgün bir şekilde işleyemez ve vücutta çeşitli hastalıklar baş gösterebilir.

    Omega 3 Hangi Durumlarda Kullanılır?

    Omega-3 vücuda birçok farklı faydası bulunan bir yağ asidi bileşenidir. Uygun miktarda tüketildiğinde kişinin sağlığına büyük faydası olur. Omega 3 takviyesinin en sık kullanıldığı durumlar aşağıda sıralanmıştır:

    • Vücutta ortaya çıkabilecek olan enflamasyonların etkisini azaltmak.
    • Kalp sağlığını korumak.
    • Yüksek tansiyonu (hipertansiyon) önlemek.
    • İyi kolesterol seviyesini arttırıp kandaki trigliserit seviyesini düşürerek kolesterolü dengelemek. 
    • Özellikle gebelik döneminde ve bebeklik-çocukluk çağında bebeğin beyin fonksiyonlarının gelişimini desteklemek.
    • Göz sağlığını desteklemek.
    • Depresyon, kaygı, stres bozukluğu ve benzeri psikolojik rahatsızlıkların şiddetini azaltmak.
    • Dikkat dağınıklığı, konsantrasyon bozukluğu ya da hiperaktivite gibi durumların önüne geçmek.

    Omega 3 Nelerde Var?

    Omega 3 yağ asitleri genel olarak bitkisel kaynaklı besinlerde ve deniz ürünlerinde bulunur. Bununla birlikte, tüketilen besinin niteliğine göre kişinin vücuduna girecek olan Omega 3 asit türü değişim gösterir. Örneğin deniz ürünleri tüketen bir kişi ağırlıklı olarak EPA ve DHA bazlı Omega 3 asitlerini bünyesine alır. Bununla birlikte, deniz ürünlerinde yer alan DHA ve EPA bazlı Omega 3 yağ asitlerinin bitkisel ürünlerde bulunan ALA bazlı Omega 3 yağ asitlerine kıyasla kana daha hızlı karıştığı tespit edilmiştir.

    Dolayısıyla vücutta bulunan Omega 3 miktarını arttırmak için izlenecek en iyi yolun deniz ürünleri tüketmek olduğu söylenebilir. Bunun sebebi ise bitkilerden alınan Omega 3 yağ asidinin kana karışması için EPA ya da DHA'ya dönüştürülmesi gerektiğidir. Fakat yine de çeşitli sebeplerden dolayı deniz ürünlerini tüketmeyen ya da tüketemeyen kişiler omega 3 ihtiyaçlarını çeşitli besin takviyeleriyle ya da bitkisel ürünlerle karşılayabilirler.

    Bitkisel bazlı omega 3 kaynakları arasında en yaygın olarak tüketilen grup kuru yemişlerdir. Özellikle ceviz ve fındık vücudun en önemli omega 3 kaynaklarından birisidir. Bunun yanında çeşitli bitkisel yağlar ve tohumlar (keten tohumu, keten tohumu yağı, chia tohumu, kanola yağı) da içerisinde omega-3 asitlerini barındırır. Bunlara ek olarak pırasa, ıspanak, semizotu ya da lahana gibi yeşil yapraklı sebzelerde, avokado ve soya ürünlerinde de kayda değer miktarda omega 3 bulunmaktadır.

    Deniz ürünlerinde ise vücutta daha kolay şekilde kullanılabilen EPA ve DHA yağ asitleri bulunur. Bu yağ asitleri balıkların içerisinde bulunabileceği gibi aynı zamanda takviye olarak satılan balık yağlarının içerisinde de bulunmaktadır. Soğuk sularda yaşayan balıklar genellikle en büyük omega-3 kaynağını oluşturur. Dolayısıyla somon, ringa, sardalya, alabalık, orkinos balığı ya da ton balığı gibi yağ içeriği yüksek olan balıklarda bol miktarda omega 3 bulunmaktadır. Normal balıklara kıyasla daha az olsa da, kabuklu deniz canlılarında ve alg içerikli besinlerde de EPA - DHA yağ asitli Omega 3 bileşenleri bulunmaktadır. 

    Yukarıda verilen bilgilere ek olarak, tüketilen deniz ürünlerinin pişirilme çeşitleri de ayrı bir öneme sahiptir. Zira kızartma yöntemiyle değil de haşlama, buğulama ya da ızgara gibi sağlıklı şekilde tüketilen balıklardaki omega 3 seviyesinin daha yüksek olduğu görülmüştür. Dolayısıyla vücudun deniz ürünleri içerisinde bulunan vitaminleri en verimli şekilde kullanabilmesi için, kızartarak pişirme yönteminden mümkün olduğunca uzak durulması gerekir.

    Omega 3 Eksikliğinin Zararları Nelerdir?

    Vücutta bulunan omega 3 asidi miktarının ideal seviyenin altına düştüğü durumda ilk darbeyi beynin temel fonksiyonları alır. Bu durumu takiben kişide dikkat dağınıklığı, konsantrasyon bozukluğu ve odaklanamama gibi sorunlar görülür. Yaşı ilerleyen kişilerde ise bu durum kendisini çeşitli nörolojik hastalıkların tetiklenmesiyle gösterebilir. Omega 3 aynı zamanda anksiyete ve depresyon gibi çeşitli psikolojik rahatsızlıkların önlenmesine yardımcı olur. 

    Dolayısıyla eksikliği durumunda ise kişinin bu tür psikolojik rahatsızlıklara yakalanma ihtimalinde artış görülmektedir. Omega 3 eksikliği, çocuklarda ve bebeklerde çok daha büyük etkilere sahiptir. Zira küçük yaşlardan itibaren beyin fonksiyonları yeterli şekilde kullanılamaz ve gelişemezse, bu durumun yaşamın ilerleyen evrelerinde düzeltilmesi zor olacaktır. Aynı zamanda kişide çeşitli kas ağrıları, eklem ağrıları, romatizma ya da osteoartit gibi hastalıklar görülebilir. Kalp hastalıklarının ortaya çıkma ihtimali artar ve kolesterol ile yüksek tansiyon gibi durumların kontrol edilmesi zor bir hale gelir.

    Omega 3’ün Yan Etkileri Nelerdir?

    Omega 3 kullanımının doğrudan yan etki yarattığı durumlara pek rastlanmamaktadır. Spesifik vakalar olabilse de, ortaya çıkan yan etkiler genellikle hafiftir. Örneğin kişinin ağzında sürekli balık tadı varmış gibi hissetmesi, kötü ağız kokusu, kaşınma, döküntü ya da mide bulantısı gibi belirtiler nadir olarak görülebilir. Bununla dışarıdan alınan Omega 3 takviyeleri, kişinin kullandığı diğer tıbbi ilaçlarla etkileşime girebilir. 

    Alerjik ilaçlar, kan sulandırıcılar ve diğer kronik hastalıklar için kullanılan ilaçlar bu gruba dahildir. Bununla birlikte, Omega-3 için tavsiye edilen günlük doz yaklaşık 1 - 3 gram arasında değişir. Bu dozun üzerine çıkılmadığı takdirde yan etkilerin görülme olasılığı düşüktür. Yanlış kullanım sonucunda günlük Omega-3 ihtiyacından çok daha fazlasını alan kişilerde ise ishal ya da kabızlık gibi belirtiler ortaya çıkabilir.

    Dolayısıyla Omega 3 takviyesi kullanmadan önce kişinin bir aile hekimine danışması ve takviyenin kullanım miktarını hekimin görüşleri doğrultusunda belirlemesi en doğru karar olacaktır.

    Bebeklere Omega-3 Takviyesi Yapılır mı?

    Küçük yaşlardan itibaren Omega-3 kullanılması kişinin beyin fonksiyonlarının gelişimi için oldukça yararlıdır. Nitekim, 1 yaşından küçük bebeklere gerekmediği sürece Omega-3 takviyesi yapılması önerilmez. Zira bu durum bebeğin ileride besin alerjisi geliştirmesine sebep olabilir.


    Hızlı Randevu Al
    Bizimle İletişime Geçin

    İlgili İçerikler
    Ara Onlıne Randevu
    Canlı Destek
    -
    Canlı Destek